İBB GENEL SEKRETER YARDIMCISI ALPKÖKİN: "HIZRAY PROJESİ 1-2 AY İÇİNDE BAKANLIĞA ONAY İÇİN SUNULACAK"

İBB GENEL SEKRETER YARDIMCISI ALPKÖKİN: "HIZRAY PROJESİ 1-2 AY İÇİNDE BAKANLIĞA ONAY İÇİN SUNULACAK"
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Genel Sekreter Yardımcısı Doç. Dr. Pelin Alpkökin, 2023 Kamu Yatırım Programı'na alınmayan Sefaköy-Beylikdüzü-TÜYAP metro hattının projesinin, teknik şartnamesinin, finansmanının hazır olduğunu tek gerekenin bir imza olduğunu ve onu beklediklerini söyledi. Alpkökin, İBB’nin Hızray Projesi'nin de 1-2 ay içinde bakanlığa onay için sunulacağını bildirdi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Genel Sekreter Yardımcısı Doç. Dr. Pelin Alpkökin, 2023 Kamu Yatırım Programı'na alınmayan Sefaköy-Beylikdüzü-TÜYAP metro hattının projesinin, teknik şartnamesinin, finansmanının hazır olduğunu tek gerekenin bir imza olduğunu ve onu beklediklerini söyledi. Alpkökin, İBB’nin Hızray Projesi'nin de 1-2 ay içinde bakanlığa onay için sunulacağını bildirdi.

İBB Genel Sekreter Yardımcısı Doç. Dr. Pelin Alpkökin, katıldığı Radyo Trafik canlı yayınında İstanbul’da aktif olarak çalışan, yapımı devam eden ve yapılması planlanan metro hatlarıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Diğer yapılara göre depreme daha dayanıklı olan metroların, lojistik merkezi olarak hizmet verebileceğini belirten Alpkökin'in şunları söyledi:

"METROLAR İÇİNDE YAŞADIĞIMIZ MESKENLERE GÖRE DAHA GÜVENİLİR OLARAK TASARLANIYOR: Metrolar, 2 bin 475 bin yılda gelebilecek bir depreme göre tasarlanır işin doğası gereğidir bu. Çok büyük yapılar yaptığımız için yeraltında tüm tüneller ve tüm istasyonlar için özel deprem risk raporları oluştururuz. Geoteknik olarak tamamıyla üniversitelerle beraber çalışırız ve genelde birçok metromuz, birkaç tanesi hariç 99 depreminin ardından çıkan Deprem Yönetmeliği'nden sonra yapılmış metrolar. Dolayısıyla standartları yüksek, yeni nesle göre yapılmış metrolar. Raylı sistemler bizim içinde yaşadığımız meskenlere göre daha güvenilir olarak tasarlanıp yapılıyor. 1999 depremi öncesi yapılan metrolarımız da var. Örneğin, İstanbul'un ilk metrosu dediğimiz M1 hattı. Yani Yenikapı'dan Kirazlı ve Atatürk Havalimanı’na giden hattımız. Bunun 90’lı yılların başında yapılmış olan viyadükleri, köprü yapıları var. 2020 yılında bunların nasıl bir bakım onarımı veya yeni Deprem Yönetmeliği'ne göre güçlendirme çalışmaları yapılmış mı diye baktık, hiçbir çalışma yapılmamış. Hızlıca buraya çok güzel güçlendirme projeleri yaptık. Hat devam ederken, işlerken tamamıyla yeniden, yeni deprem yönetmeliğine göre artı dinamik yükler altında çok uzun bir süre işletme altında olan sistemin tabi ki deprem olmasa dahi bakım onarımının yapılması gerekiyor. Biz bu projeleri çıkarttık. Depremle ilgili Dünya Bankası’nın İller Bankası’na açmış olduğu bir fona da başvurduk. Yaklaşık bir yıldır bu fondan herhangi bir onay alamadık. Ne yazık ki şimdi biz tabii ki kendi öz bütçemiz ile ya da İBB kaynağının bütçesiyle bu viyadükleri güçlendirmek için çalışmalara başlayacağız. Bunun ihale sürecini başlatıyoruz.

OLASI BİR DEPREMDE METROLAR LOJİSTİK MERKEZLER OLABİLİR: 2000’li yılların başında yapılmış olan diğer metroları da kontrol ettik. Burada altını gene çizmek istediğim bir diğer konu, metro ve tüneller ve istasyon yapıları dediğim gibi diğer yapılara göre yani içinde yaşadığımız meskene göre biraz daha güvenli olduğu için, birinci kategoride yer aldığı için aslında bir deprem durumunda da çeşitli lojistik merkez olarak, mesela sahra hastanesi olarak ve ilk etapta çok hızlıca birkaç saat içinde yapısal kontrolleri yapıldıktan sonra acil sağlık hizmeti, kurtarma ekiplerinin lojistiğinin de sağlanacağı aslında alternatif lojistik koridorları olabilir. Dünyada da bu şekilde kullanılıyor zaten. Dolayısıyla aslında İstanbul'a ne kadar çok raylı sistemi götürürseniz İstanbul'un bir deprem sırasında lojistik erişimini daha güçlendirmiş oluyorsunuz. Şu anda İstanbul’un batısına metro sistemini götüremedik. Mahmutbey-Esenyurt devam ediyor başlattık. Burada 4 milyon nüfusun yaşadığı, Küçükçekmece-Avcılar-Beylikdüzü-Büyükçekmece aksında, bizim için en önemli hatlarımızdan bir tanesi İncirli-Sefaköy-Küçükçekmece-TÜYAP- Beylikdüzü hattımız yaklaşık 25 km uzunluğunda. Bunun için uzun bir süredir onay kısmında bekliyoruz, projelerimiz hazır, finansımız hazır onayımızı aldıktan sonra hızlıca bu hattımızı da yapacağız. Viyadüklerini güçlendirdiğimiz M1 hattımız aynı zamanda Atatürk Havalimanı’na gidiyor. Atatürk Havalimanıİstanbul’un tam ortasında denize yakın, bir afet durumunda çok önemli lojistik merkezi olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla Atatürk Havalimanı'na giden M1 hattımızın viyadüklerinin güçlendirme projesini bu anlamda çok önemli kıymetli olduğunu." düşünüyorum.”

İBB tarafından işletilen metrolarda ‘M’ logosu kullanırken Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın tamamladığı metrolarda ‘U’ logosu kullanmasının doğru bir yaklaşım olmadığını belirten Alköküp, şu değerlendirmeleri yaptı:

"İSTANBUL'A YAPILAN HER RAYLI SİSTEM, İSTANBUL İÇİN BİR DEĞERDİR: İstanbul'un 16 milyon nüfusu var ama Gebze'yi de kattığınızda, kayıt dışı nüfusu da kattığınızda veya günlük İstanbul'daki ticari veya işte sanayi aktiviteleri, turistik aktiviteleri de işin içine kattığınızda 19-20 milyonun yaşadığı bir mega kentten bahsediyoruz ve şu an bizim yaklaşık 330 kilometrelik bir raylı sistem ağımız var. Yeter mi? Katiyetle yetmez. Dolayısıyla İstanbul'a yapılan her raylı sistem, tabii ki doğru planlanan, zamanında planlanan, tasarımları doğru olan, güzergahı doğru olan her raylı sistem İstanbul için bir değerdir, bir katkıdır. Bir kere ben akademisyen olarak bunu söylemek istiyorum. İkincisi, dünyada da böyledir. Bir kısım hatlar yerel yönetimler tarafından yapılır, bir kısım hatlar merkezi idareler tarafından yapılır ve geçmişte de bu böyleydi. Bundan sonra da böyle olacak. Ortaklaşa yapılacak işler de vardır. Aynı zamanda birlikte aynı projenin yönetildiği işler de var. Çünkü bakın bundan bir sene öncesine kadar kilometresi 40 milyon euro olan kilometre maliyeti 5 milyon euroya, bir metro aracının fiyatı da 1 milyon eurodan 2 milyon euroya çıktı.

İBB ŞU ANDA 10 TANE MEGA PROJEYİ YÖNETEN BİR KURUM: İstanbul’da devam eden her metro proje kendi ölçeğinde birer mega proje. Dolayısıyla İBB şu an da 10 tane mega projeyi yöneten bir kurum. Bu mega projelerin farklı yönetim, farklı finans yöntemleri vardır. Bu da işin doğası gereğidir. Yapılan her hat bir kazanımdır. Bakanlığımız tarafından yapılan ve bize devredilen hatlarla ilgili iki tane önemli varlığımız var. Birincisi bu hatlar yapıldıktan sonra bu hatların paralarıİBB'nin merkezi idareden almış olduğu vergi gelirinden kesiliyor ve bu kesinti çok büyük bir kesinti. Yani ben bu hattı kendi bütçemde yaptığımda her ay müteahhidine ödeyeceğim paranın kat ve kat fazlası benim aylık vergi gelirimden İBB olarak kesiliyor. Daha doğrusu İBB bu vergi gelirini ne için alıyor? Bunu kamu görevi olarak İstanbulluların hizmeti için alıyor. Normalde günlük, aylık bizim sürekli İstanbullular için yaptığımız çöp toplama, ulaşım vs. gibi ihtiyaçlar için verilen vergiden metro projeleri için çok yüksek rakamlar kesiliyor ve bu rakamların bu kadar yüksek kesilmesi 2019 mayıs ayında yayınlanan yeni bir kanunla yapılıyor. Dolayısıyla birincisi, yapım işleri yapılıp bize devredilen hatlarda bizden çok ciddi paralar bir metronun belki de 5 yılda kendisini geri, yani 5 yılda hak edişle ödeyeceğim bir metroyu ben bir yılda vergi gelirinden kesilerek ödüyorum. Şimdi bu doğru bir yaklaşım değil. Çünkü metrolar az önce de söyledim, mega projelerdir ve sizin öz kaynaktan aylık halk için halkın ya da kamu için yaptığınız rutin hizmetlerden farklı olarak finansal modellemesi gerekir ki biz de öyle yapıyoruz.

BUNLARIN BU ŞEKİLDE PARASININ İBB'DEN KESİLMESİÇOK BÜYÜK BİR HATADIR: Bizim bütün metrolarımız yurt dışı kredileriyle, eurobondla, yeşil bondla, kalkınma ve yatırım bankalarıyla yapılan uygun anlaşmalarımızla ve uzun vadeli anlaşmalarımızla biz kredileri alıp metroları yapıyoruz. Yoksa öz kaynakla hiçbir yerel idare bu metroları yönetemez. Birinci konu bu. İkinci konu da bu hatları aldıktan sonra bu hatların üzerindeki araçları da biz temin ediyoruz. Dolayısıyla şu an halihazırda benim yeni ihale sürecini başlattım ve başlatacağım yaklaşık 600 adet araç alım işim var. Az önce size bir şey söyledim; metro araçları bugün 2 milyon euroya geldi, kilometresinin de 40 milyon euro olduğunu söylüyorum. Dolayısıyla bunlarıüst üste koyduğunuzda burada dönen bütçe, hacim, işçok büyük. Dolayısıyla ben olaya bu anlamda bakıyorum. Yapılan her doğru hat İstanbul için bir değerdir. Ancak bunların bu şekilde parasının İBB'den kesilmesi çok büyük bir hatadır. Bize devredilip, araçları siz alın denmesi de doğru bir yaklaşım değildir. İBB’nin şu anda işlettiği önemli sayıda istasyonu, önemli sayıda uzunlukta hatlar var, önemli sayıda bir filosu var. Avrupa’nın en önemli işletmecilerinden bir tanesi.

İSTANBUL HALKI METROYU KORUYOR VE SAHİPLENİYOR: Avrupa’ya göre yeni nesil metro işletiyoruz. Avrupa'ya gittiğiniz zaman metrolarda çok ciddi vandalizm görürsünüz, belki fark etmişsinizdir. İstanbul halkı bu anlamda o kadar metrosuna sahip ve o kadar iyi ki diğer yerlere baktığımız zaman. Yani İstanbul halkı raylı sistemi, metroyu bekliyor ve çok istiyor ve bunu koruyor ve sahipleniyor. O yüzden de İstanbul'a yapılan her raylı sistem, her güzergahı planlaması, doğrudur.

HIZLICA, DAHA GÜVENLİ BİR ŞEKİLDE İMALATINI SAĞLAMAK İÇİN TASARIMLARI YENİDEN REVİZE ETTİK: Sefaköy-Beylikdüzü-TÜYAP Metro Hattı 2002 yılından beri hep yapılmak istenilen, birtakım tasarımları yapılan bir iş. Bizden önceki yönetim birtakım projelerle başvurmuş, yalnız Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü, bu projelerde bazı eksiklikler görmüş ve bunları tamamlayın demiş ve o şekilde bırakılmış. Projenin bir daha üzerine gidilmemiş. Biz bu projeyi aldığımız zaman öncelikle bir şeyi gördük. Çok ciddi kamulaştırmalar var. Yani birtakım viyadükler ile tasarlanmış ve İstanbul'da kamulaştırma demek sadece maliyet değil süre de aynı zamanda. Çünkü bunların süreçleri çok fazla biliyorsunuz. Dolayısıyla birinci olarak biz projeyi biraz daha derine batırıp kamulaştırmadan ve hızlıca, daha güvenli bir şekilde imalatını sağlamak için tasarımları yeniden revize ettik. Bazı istasyonların hiç tasarımları yoktu. Bazı istasyonları yeniden sıfırdan tasarladık. Güzergahta çok güzel, önemli revizyonlar yaptık.

İKİ KEZ REDDEDİLEN SEFAKÖY-BEYLİKDÜZÜ-TÜYAP METRO HATTI İÇİN YENİDEN BAŞVURU YAPTIK ONAY BEKLİYORUZ: Şu anda aslında tasarımımız, her şeyimiz hazır ve biz bu süreç içerisinde teknik onaylarımızı, ÇED raporumuzu, her şeyimizi yeniledik. Bu proje için Avrupa Yatırım Kalkınma Bankası'nda 2 sene önce bir ön anlaşma yaptık. Avrupa Yatırım Kalkınma Bankası bunu yeşil şehirler projesinin, yeşil şehirler konseptinde pilot proje olarak seçti. Fizibilitemiz onaylandı. Her şeyimiz hazır. Yani bankadan paramız hazır, projelerimiz hazır, teknik şartnamemiz hazır… İhaleye hemen çıkabiliriz. Tek ihtiyacımız var; yurt dışından kredi kullanabilmemiz için bu hattın Kamu Yatırım Programı'na dahil edilmesi, yani bir imza… 2022’de başvurduk reddedildi, 2023 için başvurduk reddedildi, 2023 için ikinci başvuruyu yaptık, bekliyoruz. 4 milyonun yaşadığı yere sadece metrobüs ulaşımı var.

İBB’NİN HIZRAY PROJESİ 1-2 AY İÇİNDE BAKANLIĞA ONAY İÇİN SUNULACAK: İstanbul’da ortalama bizim metrolardaki hızımız 30-35 km/sa. Daha fazla hız, daha fazla konfor bekleyen, araç kullanımına daha yatkın sosyo-ekonomik profili araçlarından alıp toplu taşımaya adapte edebilecek bir sistemimiz henüz yok. Dünyada bugün gelinen noktada İstanbul gibi, Paris gibi, Seul gibi, Tokyo gibi, Londra gibi önemli şehirlerde bu şekilde ekspres metro hatları var. Bu ekspres metro hatlarışehre hem çok ciddi bir değer veriyor hem de hızıçok fazla arttırıyor. Biz Hızray’ı tasarlarken kentin doğu-batı aksında tasarladık ve yerleşimin en yoğun olduğu D100 ve TEM arasındaki koridorda tasarladık ve tam 74,5 kilometre ve 13 tane istasyonu var. Yapılan simülasyonlara göre 90’ın biraz üzerinde ortalama hız olacak. 140’a göre tasarlanıyor, ortalama 90 km/sa ile gideceğiz. Bir başka deyişle 4. Levent’te ve İstanbul Finans Merkezi’nde çalışan iki arkadaş, birbirlerine öğle yemeğinde 1,5 saatlik arada yemeğe gidip gelebilecekler. Kahvelerini içebilecekler. İstanbul bunu çok çok öncesinden hak ediyor. Projenin, fizibilitesi tamamlanmış durumda. Biz bunu 1-2 ay içerisinde de bakanlığa onay için sunacağız. 2040 yılı için günde 1,5 milyon yolcu bekliyoruz. 50 küsur dakikada Sabiha Gökçen'den Beylikdüzü'ne ulaşabileceğiz. Bu hattın her bir istasyonu tüm sisteme entegre olacak.”

ANKA Haber Ajansı