Erkan Baş: "Can Atalay'ın Cezaevinde Tutulmasının Hiçbir Hukuki Hükmü Zaten Yoktu, Bu Tescil Edilmiş Oldu"

Erkan Baş: "Can Atalay'ın Cezaevinde Tutulmasının Hiçbir Hukuki Hükmü Zaten Yoktu, Bu Tescil Edilmiş Oldu"
Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Erkan Baş, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında; "An itibarıyla Can Atalay'ın cezaevinde tutulmasının hiçbir hukuki hükmü zaten yoktu, bu tescil edilmiş oldu şu anda. Şu anda yapılması gereken şey: Hatay Milletvekilimizin tahliye edilmesi ve görevine başlamasının sağlanmasıdır. Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kararda Yargıtay'ın herhangi bir yaptırımı olmadığı da muhatabın kim olduğu da çok açık biçimde gösterilmiştir. Mahkemenin derhal bu kararı vermesini talep ediyoruz.

Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Erkan Baş, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında; "An itibarıyla Can Atalay'ın cezaevinde tutulmasının hiçbir hukuki hükmü zaten yoktu, bu tescil edilmiş oldu şu anda. Şu anda yapılması gereken şey: Hatay Milletvekilimizin tahliye edilmesi ve görevine başlamasının sağlanmasıdır. Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kararda Yargıtay'ın herhangi bir yaptırımı olmadığı da muhatabın kim olduğu da çok açık biçimde gösterilmiştir. Mahkemenin derhal bu kararı vermesini talep ediyoruz. Şu saat itibarıyla Can Atalay'ın tahliyesi sağlanmalıdır. TBMM Başkanlığı'na ve bütün siyasi partilere açık bir çağrıda bulunuyoruz. Artık bu hukuksuzlukların son bulmasının vakti gelmiş de geçmiştir bile" diye konuştu.

TİP Genel Başkanı Erkan Baş, bugün TBMM'de basın toplantısı düzenledi. Gezi Davası kapsamında tutuklu bulunan TİP Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında Anayasa Mahkemesi'nin ikinci kez verdiği hak ihlali kararı, iktidarın ekonomi yönetimi ve barınma sorunu hakkında açıklamalarda bulunan Baş, şunları söyledi:

"Bir az evvel Adalet Bakanlığı'nın bütçesi üzerine yapılan görüşmelerde Adalet Bakanı söz aldı. Tabi memlekette adalet bir bütün ayaklar altına alındığı için bakan konuşması boyunca yaptıkları binaları anlattı. Sanki karşımızda bir müteahhit ya da emlakçı var. Adalet Bakanlığı'nın işi büyük binalar yapmakmış gibi bunları anlatıp kürsüden indi. Biz zaten Bakana bu memlekette saray adını verdiğiniz binalara yapmıyorsunuz demedik ki. O binaların içinde adalet yok dedik ve Bakan da adalete dair hiçbir şey söyleyemeden kürsüden indi.

"MAHKUMİYET HÜKMÜNÜN İNFAZININ DURDURULMASI, CEZA İNFAZ KURUMU'NDAN TAHLİYESİNİN SAĞLANMASINA OY BİRLİĞİYLE KARAR VERİLMİŞ"

Anayasa Mahkemesi'nin kısa kararında bireysel başvuru hakkının kabul edilebilir olduğuna karar verilmiş. Anayasa'nın 148. maddesince güvence altına alınan bireysel başvuru hakkının ihlal edildiğine oy birliğiyle karar verilmiş. Daha önceki karara şerh düşen 3 üyenin yine şerh düştüğü Anayasa'nın 67. ve 19. maddesine atıf yapan, kişi güvenliğiyle ilgili kısımlar ve siyaset yapma hakkıyla ilgili kısımlarda -o da 3 üyeye kadar inmiş- daha önceki kararlarda tespit edilen hak ihlallerinin ortadan kalkmasına yönelik olarak 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvurucunun yeniden yargılamasının başlaması, mahkumiyet hükmünün infazının durdurulması, Ceza İnfaz Kurumu'ndan tahliyesinin sağlanması ve yeniden yapılacak yargılamada durma kararı verilmesi şekildeki işlemlerin yerine getirilmesi için anılan mahkemeye gönderilmesine oy birliğiyle karar verilmiş.

"ŞU SAAT İTİBARIYLA CAN ATALAY'IN TAHLİYESİ SAĞLANMALIDIR"

An itibarıyla Can Atalay'ın cezaevinde tutulmasının hiçbir hukuki hükmü zaten yoktu, bu tescil edilmiş oldu şu anda. Şu anda yapılması gereken şey: Hatay Milletvekilimizin tahliye edilmesi ve görevine başlamasının sağlanmasıdır. Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kararda Yargıtay'ın herhangi bir yaptırımı olmadığı da muhatabın kim olduğu da çok açık biçimde gösterilmiştir. Mahkemenin derhal bu kararı vermesini talep ediyoruz. Şu saat itibarıyla Can Atalay'ın tahliyesi sağlanmalıdır. TBMM Başkanlığı'na ve bütün siyasi partilere açık bir çağrıda bulunuyoruz. Artık bu hukuksuzlukların son bulmasının vakti gelmiş de geçmiştir bile. Umarım en kısa sürede bu rezalete son vereceğiz ve yurttaşların bize verdiği görevlerle daha güçlü onlara layık olmaya çalışır biçimde ilgilenmeye devam edeceğiz. Bu tartışmaya bizim açımızdan son nokta kondu.

"MERKEZ BANKASI BAŞKANI OLDUĞUNUZ ŞU KISACIK DÖNEMDE YAKLAŞIK YÜZDE 25 DEĞER KAYBETMİŞ"

Asgari ücret görüşmeleri sürerken, enflasyonun ütün yükünü bu ülkenin emekçileri, yoksullar, işçileri, memurları, emeklileri çekerken onlara aslında bir hiza çekme görevi verilmiş Merkez Bankası Başkanı'na. Göreve verilmiş diyorum çünkü bu ülkede bir Merkez Bankası Başkanı'nın bırakın basına röportaj vermeyi, "Cumhurbeyi" talimat vermeden yemek siparişi bile veremeyeceğini düşünüyorum. Bu medya ablukasıyla yurttaşın gerçeklik algısını yıkmaya ve yeniden inşa etmeye çalışan bu hanımefendiye bir şeyi hatırlatmak istiyorum. Ne zaman göreve başladınız? 9 Haziran 2023. Peki dolar kuru kaç paraydı 9 Haziran 2023'te? 23.43, dün itibarıyla 29.20. Yani Türk lirası sizin Merkez Bankası Başkanı olduğunuz şu kısacık dönemde yaklaşık yüzde 25 değer kaybetmiş. İnsanlar pazarda, markette gördüğü rakamlara mı inanacak, Gaye Hanımın rakamlarına mı inanacak?

Gaye Erkan geldi ne oldu? Emekçinin cebine giren para ve refahı arttı mı? Ama ne oldu faizler arttı, paradan para kazananlar arttı, alın teri dökmeden servet kazananlar arttı. İnsanlar kredi çekmeye, kredi kartıyla borçlanmaya ve bunlara rağmen hiçbir şey alamamaya devam ediyor. Gaye Hanımın apartman görevlisi Sadık abiyle, Londralı Mehmet'in, Manhattanlı Gaye'nin arasındaki fark budur. Onlar bu ülkenin gerçekliğiyle en küçük bir bağ kuramayacak durumdalar.

"MİLLİ EĞİTİM BAKANI YİNE STK DEDİKLERİ TARİKAT VE CEMAATLERE BU ÜLKENİN ÖĞRENCİLERİNİ ZORLA MAHKUM EDECEK"

Türkiye kira ortalaması asgari ücretin bir buçuk katına çıkmış durumda. Böyle bir ülkede tabii ki konut sorununu konuşacağız. Tabii ki öğrencilerin barınma sorununu konuşacağız. Burada gelecek Milli Eğitim Bakanı yine STK dedikleri tarikat ve cemaatlere bu ülkenin öğrencilerini zorla mahkum edecek. "Biz biliyoruz kalacak yer sıkıntısı olduğunu ama bizim protokoller imzaladığımız STK'lara gidebilirsiniz." Bu, "Biz bilerek ve isteyerek bu barınma sorununu çözmüyoruz. Bu ülkenin çocukları STK adı verdiğimiz o tarikatlara mahkum edilsin." Utanmanın sınırı kalmamış.

"VERGİYİ DENETLEMESİ GEREKEN KURULUN BAŞKANI ARTIK VERGİ Mİ KAÇIRIYOR, VERGİDEN Mİ KAÇINIYOR"

Vergi Denetim Kurulu Başkanı Muhsin Atçı. Asli görevi Vergi Denetim Kurulu Başkanı aynı zamanda Takas Bank'ta Yönetim Kurulu üyesi. Bu bizim utandığımız bir durum ama AKP iktidarı döneminde 5-6 maaş alanlar olduğu için 2 maaş alana "Ya olabiliyor böyle şeyler" deniyor. Vergi Denetim Kurulu Başkanı'nın yönetim kurulunda bulunduğu Takas Bank'ın 3 Ağustos 2023 tarihli Genel Kurul tutanağından bir bölüm: "Yönetim Kurulu üyelerine aylık net ödeme yapılır." Milyonlarca insan vergi yükü altında inlerken bu beyefendilere her ay vergisiz, net huzur hakkı verilecek ve vergi de bu kuruma yıkılacak. Genel kurulun 7. maddesinin D bendinde; "Olur da yönetim kurulu üyelerimiz birden fazla ücret aldıklarından dolayı beyanname vermek zorunda kalırlarsa ve sonucunda ortaya vergi ödemesi çıkarsa bunu da Takas Bank'tan isteyebilirler ve Takas Bank bunu öder" diye karar almışlar. Doğrudan vergiyi denetlemesi gereken kurulun başkanı artık vergi mi kaçırıyor, vergiden mi kaçınıyor bunları yurttaşlarımızın takdirine sunuyoruz. Bu konuda bir soruşturma yürütülmeli ve vergi kaçırarak kamunun zarara uğratılması ile ilgili işlem yapılmalıdır."

ANKA Haber Ajansı