Ekrem İmamoğlu: "5 Yılda, 25 Yıla Bedel İş Yaptık 10 Yılda, 50 Yıla Bedel İş Yapacağız"

Ekrem İmamoğlu: "5 Yılda, 25 Yıla Bedel İş Yaptık 10 Yılda, 50 Yıla Bedel İş Yapacağız"
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Alibeyköy Lojistik Merkezi Açılışı Töreni”nde konuştu. CHP Eyüpsultan Belediye Başkan adayı Mithat Bülent Özmen’in eşlik ettiği İmamoğlu, hizmete açtıkları merkezin, Tarihi Yarımada ve çevresindeki yoğun trafiğin önüne geçeceğini ve yaya güvenliğini üst seviyeye çıkaracağını vurguladı. İmamoğlu, “İstanbul'un en önemli turizm ve ticari bölgelerinden birisi olan Tarihi Yarımada’ya gözümüz gibi bakmak zorundayız” dedi. Bölgesel ve çevresel anlamda olu

Haber- GAYE ŞEYMA CAN/ Kamera- UMUT GÖKBULUT

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Alibeyköy Lojistik Merkezi Açılışı Töreni”nde konuştu. CHP Eyüpsultan Belediye Başkan adayı Mithat Bülent Özmen’in eşlik ettiği İmamoğlu, hizmete açtıkları merkezin, Tarihi Yarımada ve çevresindeki yoğun trafiğin önüne geçeceğini ve yaya güvenliğini üst seviyeye çıkaracağını vurguladı. İmamoğlu, “İstanbul'un en önemli turizm ve ticari bölgelerinden birisi olan Tarihi Yarımada’ya gözümüz gibi bakmak zorundayız” dedi. Bölgesel ve çevresel anlamda olumsuzlukları bünyesinde barındıran Yenikapı’daki Emniyet Otogarı’nı, açılışını yaptıkları modern Alibeyköy Lojistik Merkezi’ne taşıma kararı aldıklarını aktaran İmamoğlu, taşınmaya direnenleri eleştirdi, "5 yılda 25 yıla bedel iş yaptık, 10 yılda 50 yıla bedel iş yapacağız" dedi.

İmamoğlu, şunları söyledi:

“YENİKAPI’DA TAŞIT TRAFİĞİNİ SINIRLANDIRMAK, TRAFİĞİ SAKİNLEŞTİRMEK, YAYA ULAŞIMINI GELİŞTİRMEK ZORUNDAYIZ: Bu bölgede taşıt trafiğini sınırlandırmak, trafiği sakinleştirmek, yaya ulaşımını geliştirmek zorundayız. Özellikle tekerlekli ulaşım sisteminin yani kamyon, otobüs, minibüs vesaire tarihi mekanlar üzerindeki baskısının azaltılmasışart. O zaman orasıçok daha nitelikli bir hale geliyor. Temiz enerjili ulaşımın sağlanması gerekiyor. Bugün açılışını yaptığımız bu kıymetli proje sayesinde, Alibeyköy Lojistik Merkezi sayesinde, işte tam da bunu sağlayacağız. Yani sadece bir lojistik alan açmıyoruz. Aynı zamanda çok kötü görüntülere vesile olan bir fonksiyonu, Fatih'ten, Tarih Yarımada'dan buraya aktarıyoruz. Düzenli hale getiriyoruz. Düzenli depolama, çevreci, çevresiyle uyumlu, estetik ve aynı zamanda çevresine değer katan, yaklaşık 65 bin metrekare yeşil alanı da buraya kazandıran bir proje hediye ediyoruz. Tarih Yarımada’ya ticari faaliyetler dolayısıyla yapılacak tır giriş-çıkışları, tamamen güvenli bir şekilde olacak. Bir yandan yüksek tonajlı araçlar hem bu tarihi bölgeye zarar vermeyecek hem de şehir içine girmeden, çok kısa mesafeden TEM otoyolundan buraya girecek, parklanacak.”

SİLAHTARAĞA'DA O BETON PROJE ORAYA GİRSEYDİ 200 BİN METREKAREYE YAKIN ALAN HEBA OLACAKTI: Niçin yapmama kararı aldık? Çünkü, bir tarafta malumunuz Baltalimanı’nda açtığımız biyolojik arıtma tesisi ve diğer tarafta da Yenikapı'daki -şimdi orayı da biyolojik arıtma tesisine döndürüyoruz- onun ihalesi bitti ve süreci başlatıldı. Her iki tarafta bulunan bu iki arıtma tesisi, bütün bu coğrafyanın, bu bölgenin, ileride artacak nüfusuna rağmen kapasitesini karşılayacak seviyede olduğu için, o projenin gereksiz olduğunu tespit ettik. Ve tam ihale aşamasındayken, bugünün parasıyla milyarlarca liralık bir yatırımı yapmadık. Silahtarağa'da o beton proje oraya girseydi, Haliç’in kıyısında o proje yapılsaydı, neredeyse 200 bin metrekareye yakın alan, orada heba olacaktı. O yemyeşil alanı, arıtma havuzlarıyla beraber Haliç'in kıyısına konduracak bir akla sahip bunlar. Biz bunu yapmadık, yaptırmadık ve o diğer tesislerle bu ihtiyacı karşıladık.”

İSTANBUL KONUSUNDA ACEMİLİĞİYLE DİLLERE DÜŞMÜŞ SAYIN ADAY: Ben o detayı dinlemedim ama Eyüpsultan Belediye Başkanı adayımız, değerli yol arkadaşım Mithat Bülent Özmen dedi ki, ‘Böyle bir vaatte bulunmuşlar.’ Ben de dedim ki, ‘Yani o kadar bihaber ki İstanbul'dan.’ Hatta bunu şöyle de ilan etmiş: ‘Onun ‘temel atmama töreni’ diye yapmadığını, yapacağız’ şeklinde ilan etmiş. Bunu, özellikle Alibeyköy'e, Eyüpsultan'a, Kağıthane'ye anlatın. Yani sizin önünüzdeki o dünya güzeli Haliç'in kıyısına, hala inatla, ısrarla o projeyi yapacağım demesi kadar cahillik olamaz. Ama bu konuda Eyüpsultan halkı, Kağıthane halkı gereğini yapacaktır. Şehrine, ilçesine, dünya güzeli Haliç'e ihanet etmeyi düşünen bu akla zaten fırsat vermeyecektir. Bu konuda suskun kalan Eyüpsultan ve Kağıthane'deki mevcut belediye başkanlarına da eminim ki bir tarafta. Mithat Bülent Özmen, değerli adayımız ve diğer tarafta da Tonguç Çoban'ı seçerek, gereken dersi 31 Mart'ta verecektir, diye düşünüyorum.

BUGÜN BİR GÜZEL HABER DAHA VERMEK İSTERDİM AMA: Ne yazık ki; bakın ne yazık ki, bir vahim tabloyu da anlatacağım burada. Mülkiyeti İBB'ye, yani size ait, İstanbullulara ait. Yani bu bölge, sizin malınız. Ve oradan boşaltılıp, o hizmet buraya taşınacak ve Yenikapı Metro İstasyonu’nun orası, muhteşem bir arkeolojik parka dönüşecek. İstanbul'un en özel noktalarından birisi, ama ne yazık ki halen işgal altında. Üstelik UKOME kararı ile yürürlüğe giren yük taşıma yönergesi doğrultusunda, Fatih ilçesi genelinde, 40 ton ve üzeri ağır tonajlı tırların girişi-çıkışı yasaklanmışken, biz bu işgali bitirmek için gerekli tüm hukuki ve idari işlemleri tamamlamış olmamıza rağmen, mahkeme ve UKOME kararları ile bölgenin trafiğe kapatılması için gerekli adımların tamamını atmamıza rağmen, bu kararları uygulamakta direnen bir güç var karşımızda. Nasıl bir güç var? Size tarif edeyim. Deprem Dairemiz, Emniyet Otogarı’na karot almaya gidiyor. ‘Bu binalar sakıncalıdır. Dayanıklı değildir’ diye ve emniyet desteği istiyor. Fakat kaymakamdan polislere, ‘Tarafsız kal’ talimatı verildiği için, ekiplerimizin karot olma çabası, kaymakamın talimatıyla engelleniyor. Düşünün; alınmış olan tüm kararlara rağmen, valilik makamı, -bakın hakkını yemiyorum- bu noktayı bilerken ve bize de ‘Bu konuda haklısın’ cümlelerini duymuş olmamıza rağmen, kesin talimat vermekten de çekiniyor.

BU PROJENİN BAŞLANGICINI ANLATAYIM SİZE: TAM BİR ALİ-CENGİZ OYUNU: Bu projenin başlangıcını anlatayım size. Tarih Yaramada'nın sorunlarını konuşurken, o dönemin valisi Sayın Ali Yerlikaya'yla, bu bölge ve bu çalışmayla ilgili toplantı yaptık. Buranın kaldırılması gerektiği, ortak kararımızdır. Buraya taşınması noktasında böyle bir işe başlıyoruz. Bakın burada, bugünün parasıyla 350-400 milyon liralık bir yatırım var. Şimdi orası taşınacak. Sayın Bakan, şimdiki İçişleri Bakanımız, bunu tamamen biliyor. Kaymakam cevabı veriyor, Vali’nin talimat vermesi halinde, gerekeni yapacağını söylüyor. Ama o talimat ne hikmetse gitmiyor. Bu konuyla bakanlığa da ben bizzat yazı yazdım. Bakanlık da süreci başlattı. 90 gün süre tanıdı. Ama yürütmeyi durdurma kararı bu arada çıkıyor. Ve süreç yine tamamlanmıyor. Yani tam bir Ali-Cengiz oyunu. Böyle bir şey olmaz. İstedikleri zaman yürütmeyi durduruyorlar. Üstelik Emniyet Otogarı’nın kiracılık sözleşmesi ta 2018 yılında bitti. Ve Emlak Dairemiz, sözleşmenin uzatılmayacağını tebliğ etti. Mahkeme kararıyla, tahliye süreci engelleniyor. Milletin malı, birilerine peşkeşçekiliyor.

BU NEYE BENZİYOR BİLİYOR MUSUNUZ?: Bu neye benziyor biliyor musunuz? Bu, Üsküdar kıyısında tarihi Kuşkonmaz Camii’nin yanındaki usulsüz kurulan restoranı yıkmaya gidiyoruz ve karşımızda direnen, oranın işgalcileri ve onun yanında durması talimatı verilen, oraya gönderilen bizim canımız olan emniyet güçleri. Polisi bir hafta beklettiler o zaman. Tabii bizim ısrarımız sürecinde, en sonunda dayanamadılar, polisimizi de o duruma düşürdükleri için utandılar ve polisimizi geri çektiler ve yıkımı gerçekleştirdik. Sonra ne oldu biliyor musunuz? O yere, bizim o işgalciyi çıkarttığımız o yere, şimdi İstanbul'a aday olan, o dönemin Şehircilik Bakanı Sayın Kurum, bir gecede imar çıkarttı. Bir gecede imar çıkarttı. Biz o imarı, mahkemeye verdik ve iptal ettirdik. Süreç devam ediyor. Sürecin devam o kadar şaibeli, o kadar sabıkalı ki. Neresinden tutsan elinde kalıyor. Onun için çok da dokunmak istemiyorum. Yani en azından 31 Mart'ıçıkarsın diye istiyorum.

BURADA MİLLETİMİZE ÇOK NET BİR FOTOĞRAF GÖSTERİYORUM: Burada milletimize çok net bir fotoğraf gösteriyorum şu anda. Vatandaşın yararına olanın, vatandaşa hizmet etmesi gereken otoritelerce nasıl engellendiğine ilişkin net bir fotoğraf. Ya Allah aşkına; belediye milletin, kaymakamlık milletin, valilik milletin, bakanlık milletin. Bir otogardaki işgalcileri çıkartmamak için, hepsi belediyenin karşısına geçiyor. Ben şimdi ne düşünüyorum biliyor musunuz? Acaba bu otogarın sahibi kim? Ya da arkasındakiler kim? Düşünmüyorsam namerdim. Onun için bunların hepsi aşarız. Bu kural tanımazlık, bu milleti hiçe sayma, yok sayma, aymazlığının biteceği tarihtir, 31 Mart. Onun için çok ciddiye alın. Biz malınızı, mülkünüzü, size ait olanı korumak için, bu mücadeleyi milletimiz için veriyoruz. Biz bıkmayız kardeşim. Hukuk tanımayanlarla, kamu arazilerini işgal edenlerle mücadelenin her zaman en ön safında olduk. Hiç yılmadık, yılmayız. Bizim arkamızda ne var biliyor musunuz? Onların hiçe saydığı hukuk var, bir de siz varsınız, milletimiz var. O bakımdan Emniyet Otogarı’nda da mutlaka halkın yararına bir sonucu elde edeceğiz.

HUKUKSUZ OLARAK İŞLERİNİ YÜRÜTMEYE ÇALIŞAN ESNAFIMIZA BİR KEZ DAHA ÇAĞRIMI YİNELİYORUM: Gelin bu işi uzatmadan, vatandaşı daha fazla mağdur etmeden, hızla çözelim. Emniyet Otogarı’nda hukuksuz olarak işlerini yürütmeye çalışan esnafımıza bir kez daha çağrımı yineliyorum. Bu işin karşısında direnmeyin kardeşim. Bak; pırlanta gibi yer yaptık. Sizler için ayırdığımız bu yerde, işinizi yapmaya gelin ve devam edin. Buradan insani bir çağrı yapıyorum. İtibarlı esnaf, itibarlı tüccar bu çağrımıza hemen cevap verir. Ben buna inanıyorum. Hem siz daha modern, daha sağlıklı koşullara kavuşun hem vatandaş rahatlasın hem Fatih'in, Tarihi Yarımada’nın trafiği rahatlatsın. Emniyet Otogarı’nın içinde olduğu alanı da Fatih için, ‘Yenikapı Kültür Parkı’ olarak düzenlemek için bütün hazırlıklarımız tamam. Gelin, şehrin tarihi ve kültürel dokusunu korumak adına, vatandaşlarımıza dinlenme, eğlenme imkanı sağlamak üzere yapacağımız Yenikapı Kültür Parkı, o bölgede düzen ve huzur getirecek, canlılık ve rekabet, bereket getirecek, esnafına para kazandıracak, insanları mutlu edecek değerli ve önemli projeyi hayata geçirmemize katkı sunun. Engellemeye çalışmayın.”

BEŞ YILDIR AYNI ŞEYLERİ YAPIYOR BU ADAMLAR:Beş yıldır aynışeyleri yapıyor bu adamlar. Bakın beş yıldır her işimize engel olmaya, uzatmaya, aksatmaya çalışıyorlar. Ama biz; kararlılığımızdan hiç taviz vermeden, doğru bildiğimiz yoldan ayrılmadan, mücadele ediyoruz. Sabırla ve cesaretle mücadele ediyoruz. O kadar cesuruz ki , Allah şahit, gücümüzü milletimizi gücünden güç alıyoruz. Eninde sonunda da ne oluyor biliyor musunuz? Muhakkak sonuç alıyoruz. Kaybettiğimiz hiçbir şey yok. Evet; zaman kaybediyoruz. Doğrudur. Ama yalana, talana ve insanların malına, mülküne göz koyanlara fırsat vermiyoruz. Tüm engelleri aşıyoruz. Çünkü, haklıyız kardeşim, haklıyız. Evet, gücümüzü haktan, halktan ve hukuktan alıyoruz. Gücümüzü sizin sevginizden, desteğinizden alıyoruz. Ne yaparsa yapsınlar, bizi engelleyemeyeceklerini anladılar. 31 Mart'tan sonra da ne yapacaklar? O millete hava atan, ‘Oy verirsen, hizmet veririm’ diyen anlayış ne yapacaklar? Milletin elini bükemeyeceklerini ve bükemeyecekleri milletin elini öpmek zorunda olduklarınıöğrenecekler kardeşim. Milletin o güçlü elinin, haktan ve hukuktan, demokrasiden ve adaletten ayrılmayan 16 milyon insanın eli olduğunu göreceklerin. Sizlerin eli.”

BENİM DERDİM, İSTANBULLULARIN SORUNLARINI EN HIZLI ŞEKİLDE ÇÖZMEK:31 Mart'tan sonra, İstanbulluların iradesi karşısında, bu kör inatlarını bir kenara bırakmak zorunda kalacaklar. Milletle inatlaşamayacağını anlayacak ve göreceksiniz bize karşı, millete karşıçok değişecekler bir anda. Niye biliyor musunuz? Bir sonraki seçime dönük yolculukta hangi renge dönüşecekler, bürünecekler; onun yolunu kollayacaklar. Sizi gidi sizi. Hani dua ediyorum ya, ‘Allah sizi ıslah etsin diye. Onlar ıslah olduğu sürece, iş birliği yapmak istedikleri sürece; onlar bir adım atsın, vallahi de billahi, ben onlara on adım atarım, sorun yok. Milletimiz fayda görsün kardeşim. Benim derdim, bağcıyı dövmek değil ki. Benim derdim, İstanbulluların sorunlarını en hızlışekilde çözmek. Halkın çıkarı neyi gerektiriyorsa, ben onun gereğini yaparım.

31 MART'TA HALKÇI ANLAYIŞIN KAZANMASINI SAĞLAYACAKSINIZ: Sizler, 31 Mart'ta eminim ki yalnız büyükşehirde değil, ilçelerde, Büyükşehir Meclisi’nde, halkçı anlayışın kazanmasını sağlayacaksınız. Ve inanın gerisini hiç düşünmeyin. 5 yılda, 25 yıla bedel iş yaptık. Şu kardeşiniz size söz veriyor: 10 yılda, 50 yıla bedel iş yapacağız İstanbul'da"

ANKA Haber Ajansı