Cevdet Akay: "En Düşük Emekli Aylığı En Az Asgariücret Tutarına Çekilmeli"

Cevdet Akay: "En Düşük Emekli Aylığı En Az Asgariücret Tutarına Çekilmeli"
CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay, TBMM Genel Kurulu'nda; "En düşük emekli aylığının 7.500 TL'den 10 bin TL'ye çıkarılması konusu. Bu gerçekten çok yetersiz bir tutar. Asgari ücretin 17 bin TL olduğu bir ortamda, açlık sınırının 14 bini geçtiği, yoksulluk sınırının 47 binin üzerine çıktığı bir ortamda emeklinin, işçinin, sabit gelirlinin bu tutarla geçinmesi mümkün değil. Biz teklifte, Plan ve Bütçe Komisyonunda özellikle önergemizi verdik, en düşük emekli aylığının en az asgari ücret tutarına çekilmesin

CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay, TBMM Genel Kurulu'nda; "En düşük emekli aylığının 7.500 TL'den 10 bin TL'ye çıkarılması konusu. Bu gerçekten çok yetersiz bir tutar. Asgari ücretin 17 bin TL olduğu bir ortamda, açlık sınırının 14 bini geçtiği, yoksulluk sınırının 47 binin üzerine çıktığı bir ortamda emeklinin, işçinin, sabit gelirlinin bu tutarla geçinmesi mümkün değil. Biz teklifte, Plan ve Bütçe Komisyonunda özellikle önergemizi verdik, en düşük emekli aylığının en az asgari ücret tutarına çekilmesini ifade ettik. Bu, bizim olmazsa olmazımız, burada tekrar bu konu üzerinde ısrar ediyoruz" açıklamasını yaptı.

CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay, TBMM Genel Kurulu'nda AKP iktidarın ekonomi politikasını eleştirdi. Kısa çalışma ödeneği, işşizlik fonu, emekli maaşları ve zam konuları hakkında konuşan Akay'ın açıklamalarışöyle:

"ÜÇ YILLIK SÜRENİN KONULMASI SİGORTA MANTIĞI AÇISINDAN TARAFIMIZDAN DA DOĞRU BULUNMAMIŞTIR"

"Kısa çalışma ödeneğine hak kazanmadaki gereken prim ödeme süreleriyle ilgili bir indirim; 600 günden 450 güne indiriliyor. Yine, burada bir üç yıllık süre şartı koşuluyor, bu üç yıllık sürenin konulması sigorta mantığı açısından tarafımızdan da doğru bulunmamıştır, bu sürenin kaldırılması gerektiğini buradan özellikle ifade ediyoruz. Yine, özel sektör işverenlerine yeni işçi istihdamıyla ilgili verilen desteklerle ilgili sürenin, işveren desteğiyle ilgili sürenin, İşsizlik Sigortası Fonu'ndan verilen destekle ilgili sürenin 31/12/2025 tarihine kadar uzatılması bu kanunla sağlanıyor. Yine, 2026 yılı sonuna kadar da Cumhurbaşkanına yetki veriliyor. Daha önceki torba yasalarda da -bu, mini torba yasası ama yine bir torba yasa- Cumhurbaşkanına verilmiş yetkilerden bahsetmiştik. Bu, kanun oluşturma metnine de aykırı, Anayasa'ya da aykırı bir durum.

"İŞSİZLİK FONU, İŞVERENE DESTEK FONU HÂLİNE GELMİŞ "

Yani İşsizlik Sigortası Fonu'nun karşılanması durumu var. Burada biliyorsunuz sigortayla ilgili pozisyonlarda, durumlarda -işsizlik sigortasıyla ilgili- bunun genelde istihdamın artırılmasına yönelik kullanılması gerekir; işsiz kalınması durumunda sigortalının gelirden mahrum olmamasıyla ilgili bir fondur bu ama baktığımız zaman uygulamada bunun böyle olmadığını görüyoruz işverene destek fonu hâline gelmiş gerçekten. İşverene verilen desteğin 39 milyarları bulduğunu, işçilere verilen desteklerin de 21 milyar civarında olduğunu gördük. İşsizlik Sigortası Fonu'nda biriken para aralık sonu itibarıyla 196 milyar lira; gerçekten çok ciddi bir tutar bu ama baktığımız zaman uygulamada doğru alanlara ne kadar kullanıldığıyla ilgili bir soru işareti hepimizin kafasında oluşuyor. Tabii ki işverenlere de destek verilmesi gerekir kesinlikle ama bunun ayrı bir merkezî bütçeden yani genel bütçeden karşılanması, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına ilgili ödeneklerin ayrılması ve bunun üzerinden yürünmesi gerektiğini de özellikle buradan ifade etmek istiyoruz.

"EMEKLİNİN, İŞÇİNİN, SABİT GELİRLİNİN BU TUTARLA GEÇİNMESİ MÜMKÜN DEĞİL"

Tabii ki bu kanun maddesinin, daha doğrusu teklifin en önemli konularından biri de emeklilerle ilgili konu, en düşük emekli aylığının 7.500 TL'den 10 bin TL'ye çıkarılması konusu. Bu gerçekten çok yetersiz bir tutar. Asgari ücretin 17 bin TL olduğu bir ortamda, açlık sınırının 14 bini geçtiği, yoksulluk sınırının 47 binin üzerine çıktığı bir ortamda emeklinin, işçinin, sabit gelirlinin bu tutarla geçinmesi mümkün değil. Biz teklifte, Plan ve Bütçe Komisyonunda özellikle önergemizi verdik, en düşük emekli aylığının en az asgari ücret tutarına çekilmesini ifade ettik. Bu, bizim olmazsa olmazımız, burada tekrar bu konu üzerinde ısrar ediyoruz.

"KEŞKE DAHA ÖNCE BU KADAR UĞRAŞILMADAN ARTIRILSAYDI"

Şimdi, yine kanun teklifinde görüşürken, biliyorsunuz, işçi ve BAĞ-KUR emeklilerinin emekli aylıklarının düzenlenmesiyle ilgili yüzde 37,57 olarak gelmişti, daha sonra yüzde 42,57'ye çekildi; dün akşam itibarıyla da yüzde 49,25'e artırıldığı söylendi. Bu güzel bir uygulamadır, artırılması iyidir, keşke daha önce bu kadar uğraşılmadan artırılsaydı daha iyi olacaktı. 2024 Temmuz ayında eşitlenecek diye bu beklentiye girilmesi de doğru değil. Memur emeklisi olsun, işçi olsun, asgari ücretli olsun bunların hepsinin emekli aylıklarının makul bir seviyeye çekilmesi gerekiyor ve kaynakları da size ifade ettik, bu devletin bu imkânı, bu gücü var. Emeklimizin, işçimizin, esnafımızın, dar gelirlimizin yanında olmak zorundayız."

ANKA Haber Ajansı