Ali Mahir Başarır: “Türkiye, Anayasası Uygulanmayan Bir Ülke Olarak Dünyaya Rezil Oluyor”
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Anayasa Mahkemesi’nin ikinci hak ihlali kararına rağmen Hatay Milletvekili Can Atalay’ı tahliye etmemesine tepki gösterdi. Başarır, “HSK’ya sesleniyorum: Anayasal bir darbe girişiminde bulunan, Meclis iradesini hiçe sayan, Meclis’e darbe yapan bu mahkemenin üyelerine derhal gereğini yapın. Türkiye, Anayasası uygulanmayan bir ülke olarak dünyaya rezil oluyor. Hatay halkının seçmiş olduğu bir milletvekili cezaevinde ve mahkeme Anayasaya kafa tutarak buna direniyor. 85 milyona sesleniyorum: Hiçbiriniz hukuksuz 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararını dinlemeyin. Hepiniz eyleminizi ortaya koyun… O heyetten utanıyorum bir hukukçu olarak. CHP Grubu olarak o heyeti istifaya, o heyet hakkında HSK’yı, savcıları işlem yapmaya davet ediyorum. Türkiye bunu hak etmiyor. Can Atalay’ın yeri burası. Bunu anayasa emrediyor, Anayasa Mahkemesi kararı söylüyor” dedi.
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendirdi. Başarır, özetle şunları söyledi:
“Bu sabah maalesef, güne acı bir haber ile başladık. Kuzey Marmara Otoyolu’nda yaşanan zincirleme trafik kazası sonucu can kayıplarımız oldu. Çok sayıda yaralı olduğunu duyduk. Yaşamını yitiren vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyoruz. Ailelerine sabır diliyoruz. Yaralılara acil şifalar diliyoruz. Kazanın sebebi yoğun sis. Sis varsa, kar varsa, yağmur varsa kaza riski artıyor. Burada gerekli önlemlerin alınıp alınmadığı araştırılıyor. Sakarya Valimiz Yaşar Karadeniz’in bir açıklaması var: Konuşulan konu şu: Sinyal sistemlerinin olup olmadığı, çalışıp çalışmadığı… Hiç olmadığı söyleniyor. Savcılık bir soruşturma başlattı. Bir bilirkişi heyeti olacak. Burada sürücülere de bir kusur verilecek. Karayollarına da verilecek…. Eğer sinyal sisteminde bir sıkıntı varsa, gerçekten acı bir durum. Maalesef bu otoyolları yapan şirketler belli. Bu şirketler Sayıştay’ın, yargının hukuki denetiminden azade. Biz burada önce acımızı yaşıyoruz. Ama gerçekten burada bir kusur varsa; sinyal sistemi yoksa, bu eksikse, bu çalışmamışsa burada gerçek suçlular cezalandırılmalı… Bunu bilmeliyiz. Kahramanmaraş’ta bir trafik kazası oldu… Can kayıpları oldu. Malatya’da yine deprem oldu. Geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz.
Dün, asgari ücret belirlendi. Evet, yüzde 49 artışla 17 bin 2 lira oldu. Maalesef ki asgari ücretin tespiti ve bu toplantılar isterdik ki bağımsız bir yerde olsun, özgürce konuşulsun. Toplantılar bile Saray’da yapılıyor. Kimsenin düşüncesi ve gerçek veriler göz önünde bulundurulmuyor. Enflasyon oranlarıçok tartışmalı… Enflasyon yüzde 100’ün üstünde. Bir kez zam yapılacak. Bugün 17 bin lira ile insanlar sadece bir aylık kirası verebiliyor. İki asgari ücret olsa da yoksulluk sınırının altında insanlar. Bir yıl içinde hiç zam yapılmayacağını düşünürsek, Türkiye’yi bir felaket bekliyor. Türkiye’de çalışanların yüzde 40’ı asgari ücret alıyor, milyonlarca insan… Çay simit hesabı yapabiliriz, birçok hesap yapabiliriz. Nereden bakarsak bakalım. Bu para ile bir işçinin, bir ailenin geçinmesi imkansız.
Bu zam şubat ayında yürürlüğe girecek. Ama otoyol, köprü, vergi… 1 Ocak’tan sonra yürürlüğe girecek. Yüzde 58,5. Bu bile adaletsizliği ortaya koyuyor. Ülkemizde yüzde 40, Fransa’da yüzde 11, İspanya’da Belçika’da yüzde 1 asgari ücretle çalışıyor. Türkiye’de yüzde 40. Bakıyoruz; 2024 1 Ocak’tan itibaren, en düşük kamu işçisi 33 bin lira alacak. En düşük memur maaşı 33 bin lira olacak ama yaklaşık yarısınıçalışanların yüzde 40’ı olan emekçiye veriyoruz. Bu artık katlanılacak bir şey değil.
Dün Meclis kürsüsünde de söyledik. Altı gün Meclis çalıştı, çalışan emekliye 5 bin lira vermek için çalıştı. Artık bu iktidarın para kavramından bir parça farkında olması ve insanları kendinin yerine koyması gerekiyor. Türkiye’de bir yoksunluk, bir yoksulluk, bir felaket ortada. Göreceksiniz, daha bahar aylarında bu maaşların eridiğini. İğneden ipliğe, etten doğalgaza, kiraya… Her şeye zam geleceğini göreceksiniz. Ama pek de umurlarında değil…
Dün yine Anayasa Mahkemesi’nin Can Atalay kararında açık seçik, daha hukuk fakültesinde, birinci sınıfta, Anayasa dersi alan bir öğrencinin bile anlayacağışekilde, dosyayı 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi ve ne yapması gerektiğini söyledi. 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Anayasa 153 göre; Anayasaya ve Anayasa Mahkemesi kararlarına uyma zorunluluğu olmasına rağmen, yine dosyayı Yargıtay’a yolladı. Düşünün Türkiye’de bir yerel mahkeme, yasamaya, yargıya, bir anlamda da yürütmeye darbe yapıyor. ‘Anayasa Mahkemesi kararını tanımam’ diyor. Eğer Yargıtay da denetim görevini yapıp, bu kararı vermezse Can Atalay yine cezaevinde olacak. Utanç verici bir durumdur.
HSK’ya sesleniyorum: Anayasal bir darbe girişiminde bulunan, Meclis iradesini hiçe sayan, Meclis’e darbe yapan bu mahkemenin üyelerine derhal gereğini yapın. Türkiye, Anayasası uygulanmayan bir ülke olarak dünyaya rezil oluyor. Hatay halkının seçmiş olduğu bir milletvekili cezaevinde ve mahkeme Anayasaya kafa tutarak buna direniyor.
85 milyona sesleniyorum: Hiçbiriniz hukuksuz 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararını dinlemeyin. Hepiniz eyleminizi ortaya koyun. Eğer bir kez seçilen milletvekili, Anayasaya rağmen cezaevine atılırsa; Türkiye bambaşka bir yere gider. Türkiye’nin hukuku, 80 darbesinin hukukundan çok geride. Kötü de olsa bir anayasa kavramı vardı, Türkiye’de artık anayasa kavramı yok.
O heyetten utanıyorum bir hukukçu olarak. CHP Grubu olarak o heyeti istifaya, o heyet hakkında HSK’yı, savcıları işlem yapmaya davet ediyorum. Türkiye bunu hak etmiyor. Bir kez daha söylüyorum. Bir kez daha söylüyorum: Can Atalay’ın yeri burası. Bunu anayasa emrediyor, Anayasa Mahkemesi kararı söylüyor.
Diğer bir felaket. Can Atalay orada cezaevinde… Faruk Koca? 85 milyonun önünde, gencecik bir hakeme yumruk atan, hastanelik eden Ankaragücü Spor Kulübü Başkanı. Ankaragücü camiasını bir kenara bırakıyorum, başkanlar camiaları bağlamaz. Hakemi dövüyor, hastanelik ediyor, arkadaşları ile tutuklanıyor; o da bizlerin baskısı ile sağlanıyor. Arkadaşları cezaevinde, Faruk Koca tahliye oluyor, neden? Asıl yumruğu atan o. Neden? Çünkü AKP’nin iki dönem milletvekili, çünkü AKP’nin kurucusu. Çünkü AKP’li isen suç işleme özgürlüğün var. Değilsen, milletvekili olsan bile dokunulmazlığın bir kenarda. Soruyorum saraya, Adalet Bakanı’na… Niye tahliye ettiniz? İlk duruşmaya çıkmasını bile niye beklemediniz. Bu utanç verici karar, o yumruktan daha acı… İşte AKP’nin yaratmış olduğu adalet, hukuk sistemi, yargı sistemi budur.
RTÜK… Yine kanallara ceza yağdırdı. Halk TV’ye yüzde 3 ceza geldi. Türkiye’de bazı kanallar siyasetçilerin, sanatçıların, toplumun bir bölümünün ayrıştırılarak, inanılmaz suç işliyor ve yayınlar yapıyor. İftiralar atıyor, ülkeyi bölüyor. Ama onlar tek bir ceza almıyor. Ben RTÜK’e soruyorum: Lütfen çıkın, yayın yapan kanalların listesini açıklayın, Halk TV, KRT, Sözcü Tv, Fox, Tele 1 kaç ceza aldı? Akit TV, 24 TV, Kanal 7, Gökçek ailesinin kanalı, Beyaz TV; bunlar ne ceza aldı? Şunu açıklasınlar: Bunların yaptığı yayınlara bakalım, Halk TV’nin yaptığı yayınlara bakalım. Kim insanına küfrediyor, iftira atıyor ve kim ne ceza alıyor? Yargı düşünen, tartışan insanlara ayar veriyor; RTÜK de bunları konuşup, haber yapan televizyon kanallarına ayar veriyor. Bu kabul edilemez.
Son olarak… Türkiye baronların, mafyaların, terör örgütlerinin yuvası haline gelmiş. Sırp, Afgan, Hollandalı, Arnavut mafya babası yakalandı. En son Alman organize suç örgütü elebaşısı Türkiye’de yakalandı. Niye bunlar Türkiye’de? Türkiye’de ne yapıyor, açıklanmalı. Uyuşturucu, mafya, silah kaçakçılığı yapan insanlar; İstanbul’un, Ankara’nın lüks semtlerinde, adamları ile bir sürü işlere karışıyor. Beni üzen, endişelendiren; neden bu ülkeye geliyorlar. Çatışıyorlar, birbirlerini öldürüyorlar. En son da Alman mafya liderinin burada olduğunu gördük.”
ANKA Haber Ajansı