TKP ESKİŞEHİR MİLLETVEKİLİ ADAYI: "EMEKÇİLERİN ADAY OLAMAYACAĞINI DÜŞÜNÜYORLAR"

TKP ESKİŞEHİR MİLLETVEKİLİ ADAYI: "EMEKÇİLERİN ADAY OLAMAYACAĞINI DÜŞÜNÜYORLAR"
Üniversite öğrencisi Taylan Ferhat Güzel ve moto kurye Mustafa Yazgan, Türkiye Komünist Partisi’nden Eskişehir milletvekili adayı oldu. Aday olduğunu duyanların şaşırdığını söyleyen Yazgan, "Emekçilerin milletvekili adayı olamayacağını düşünüyorlar hatta artık bunu benimsemişler. Paranız olmazsa olamazsınız ifadelerde bulunuyorlar ama asla öyle bir şey yok" dedi.

MELTEM KARAKAŞ

Üniversite öğrencisi Taylan Ferhat Güzel ve moto kurye Mustafa Yazgan, Türkiye Komünist Partisi’nden Eskişehir milletvekili adayı oldu. Aday olduğunu duyanların şaşırdığını söyleyen Yazgan, "Emekçilerin milletvekili adayı olamayacağını düşünüyorlar hatta artık bunu benimsemişler. Paranız olmazsa olamazsınız ifadelerde bulunuyorlar ama asla öyle bir şey yok" dedi.

Türkiye Komünist Partisi’nden Eskişehir milletvekili adayı olan üniversite öğrencisi Taylan Ferhat Adıgüzel ve moto kurye Mustafa Yazgan, seçildikleri taktirde gençlerin ve emekçilerin sesi olacaklarını ifade etti. Adıgüzel, "Kesinlikle milletvekili olursam öğrenci işçilik, yani okurken çalışmak zorunda kalma gerçekliğini Meclis'te kanun olarak zorluyor olurum. Ne kadar değiştirip değiştiremeyeceğimiz başka bir tartışma. Bizim okurken çalışmamamız gerekiyor. Bizim sadece eğitimimize devam etmemiz gerekiyor. Sadece bu kaygıyı gütmemiz gerekiyor" diye konuştu.

"BİZİ ANLAMAYANLAR BİZİM ADIMIZA KARAR ALIYOR"

Eskişehir’de Anadolu Üniversitesi’nde Güzel Sanatlar Fakültesi Baskı Sanatları bölümü 3’üncü sınıf öğrencisi olan Taylan Ferhat Adıgüzel, şunları söyledi:

"Aday olmaya şöyle karar verdim; birincisi, zaten Eskişehir’de bir öğrenci aday çıkartacaktık çünkü Eskişehir bir öğrenci kenti. Buranın sosyal ve kültürel dinamiğini öğrenciler belirliyor ve bunda siyaseten de öğrencilerin söz söyleyebiliyor olması ya da bunu gösterebiliyor olmak önemli. Türkiye Komünist Partisi’nde de zaten beş yıldır mücadele ediyorum ve bugün bizim hakkımızda yani öğrenciyken de aynısı geçerli, gündelik yaşantı da aynısı geçerli, çalışırken de. Bizim yaşantımıza dair alınan kararlarda bizlerin doğrudan söz hakkına sahip olması gerekirken, olamıyoruz çünkü tek başımızayken söylediğimiz ya da kendimizi haklı bulduğumuz sözler bir karşılık bulmuyor. Genelde bizim adımıza bizi anlamayan veya bizim çıkarlarımızı gütmeyen insanlar siyaseti belirliyorlar. Böyle olmaması gerekiyor. Bizim de doğrudan o alana müdahale edebiliyor olmamız gerekiyor. Bu yalnızca Meclis'te olmak değil, sokakta da buna müdahale edebiliriz. Yani siyaset nasıl hayatımızın her alanına etki ediyorsa biz de hayatımızın her alanına etki eder bir şekilde haklarımız için ve yaşantımız için mücadele etmek zorundayız.

"OKURKEN ÇALIŞMAK ZORUNDA DEĞİLİZ"

Kesinlikle milletvekili olursam öğrenci işçilik, yani okurken çalışmak zorunda kalma gerçekliğini Meclis'te kanun olarak zorluyor olurum. Ne kadar değiştirip değiştiremeyeceğimiz başka bir tartışma. Bizim okurken çalışmamamız gerekiyor. Bizim sadece eğitimimize devam etmemiz gerekiyor. Sadece bu kaygıyı gütmemiz gerekiyor. Yani diğer en basit kaygıları güdüyor olabilmemiz bu devletin sorumluluğunda olması gerekiyor bizden bağımsız bir şekilde. Okurken çalışmak zorunda değiliz. Bu hakkımızı nerede kazanırız? Meclis'te mi başka yerde mi belli değil fakat bunu Meclis'te zorlarım. Bugün kelli felli inanlar milletvekili adayları veya liderler öğrencilerin, gençlerin sesiyiz diyerek, bir siyaset üretiyorlar. Özellikle öğrencilere yönelik yaptıkları bir tarif var. O tarifte değiliz.

"AİLEMİZİN HİSSETTİĞİ YÜKÜ BİZ DE HİSSEDİYORUZ"

Biz sanki ülkenin gerçekliğinden, ülkede dönen sorunlardan, AKP karanlığından hiç anlamıyormuşuz da o gerçekliği hiç üzerimizde hissetmiyormuşuz da basit ve çürük popüler öğeler, yabancı diziler, hızlı internet vereceğiz biz buralarda değiliz. Bizi niye böyle sanki çocuk eylemek için oyuncak uzatır gibi sizden de böyle oy isteyelim. Annemizin, babamızın omuzlarında hissettiği yükü dolaylı da olsa biz de direkt hissediyoruz. Geçim sıkıntısı, bunların hepsini yaşıyoruz ve bu gerçeklik üzerinden bir vurgu yaparım. Sadece gençliğe özel bir siyaset de gütmem. Tüm bugün Türkiye’de emeğini satarak geçinmeye çalışan herkes aynı kötü durumun içerisinde. Gündelik kaygıları politik kaygılarından arınmıyor demeye çalışıyorum. Tabi ki de genciz. Belki bir yaş ortalaması olarak ayrılıyoruz fakat kaygılarımız tabakasal bir ayrılık taşımıyor yani. Ya da taşısa dahi o taraftan çok uzakta değiliz."

"EMEKÇİLERİN BİRLİKTE YÜRÜMESİNİİSTİYORUM"

Altı yıldır Eskişehir’de kurye olarak çalışan Mustafa Yazgan ise şu şekilde konuştu:

"23 yaşındayım, yaklaşık 6 seneden beri kuryelik yapıyorum. Yemek Sepeti ve Trendyol Go firmalarında çalıştım ve bu firmalarda eylemlerde bulundum çünkü hakkımız olan ücretleri talep etiğimizde kesinlikle verilmedi bize ücretlerimiz. Bunlardan dolayı eylem yaptık. Hakkımızı aradık. Moto kurye emekçilerine geldiğimiz zaman da şu anda esnaf kurye diye bir modelle karşı karşıyayız. Kurye sektörü bulunan illerde bu neredeyse her firmada bulunmakta. Bu resmen hak gaspı. Neredeyse 15 saat çalışma dönemlerimiz oluyor. Her şey size ait. Tüm haklarınız hiçbir şeyiniz yok. Yazılı haklarınız yok. Kaza yaptığınız zaman kendiniz karşılıyorsunuz haklı veya haksız olsanız da. Esnaf modelinde olduğun için bir haftadan önce rapor alınmıyor. Bunun ücretini de devlet karşılamadığı için sorun yaşıyorsun. Şu anda kuryelerimizi kandırıyorlar. İyi bir iş olduğunu öne sürerek yüksek kazançlar sunarak ortaya kurye arkadaşlarımızı kandırıp, bu sektöre yönlendiriyorlar. Ben buna karşıyım. Emekçilerin birlikte, beraber yürümesini istiyorum. Bunu yapabiliriz. Daha önce Trendyol firmasında eylemde bulunuldu. İstedikleri ücret alındı.

"ADAYLIĞIMI DUYUNCA ŞAŞIRIYORLAR"

Kuryelerin sesini daha çok duyurmak istiyorum, emekçi arkadaşlarımı. Çok fazla saat çalışma süreleri oluyor. Bunlarıönlemek amaçlı adayım çünkü uyku uyacak zamanları bile kalmıyor. Kendi sosyal hayatlarına süreleri bile kalmıyor. İşten eve, evden işe şeklinde. Bunların önüne geçmek amaçlı, arkadaşlarımızın sesini duyurmak amaçlıçalışmalar yapmayı düşünüyorum. Adaylığıma şaşıranlar oluyor. Yakın arkadaşlarım özellikle, komşularım internette gördüklerini söylediler. Bayağışaşıranlar oluyor ama sonrasına tebrik ediyorlar. Bu da beni mutlu ediyor. İşte normalde emekçilerin milletvekili adayı olamayacağını düşünüyorlar hatta artık bunu benimsemişler. Paranız olmazsa olamazsınız, sizi orada barındırmazlar gibi ifadelerde bulunuyorlar ama asla öyle bir şey yok. Ben de emekçilerin sesini duyurmak için milletvekili adayı olmaya karar verdim."

ANKA Haber Ajansı