Mustafa Bozbey, Chp'den Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na Aday Adayı Oldu

Mustafa Bozbey, Chp'den Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na Aday Adayı Oldu
Geçen yerel seçimlerde CHP'nin Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkan Adayı olan Mustafa Bozbey, 31 Mart’ta yapılacak seçimde de büyükşehir için adaylık başvurusu yaptı. Bozbey, "Bursa’da yönetim anlayışı değişecek, Bursa güzelleşecek. Emekliler, köylüler, kadınlar, gençler, yaşlılar, esnafımız, sanayicimiz, öğrencimiz, çiftçimiz, en önemlisi çocuklarımız gülümseyecek" dedi.

Zehra Değirmenci / Sibel Kahraman

Geçen yerel seçimlerde CHP'nin Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkan Adayı olan Mustafa Bozbey, 31 Mart’ta yapılacak seçimde de büyükşehir için adaylık başvurusu yaptı. Bozbey, "Bursa’da yönetim anlayışı değişecek, Bursa güzelleşecek. Emekliler, köylüler, kadınlar, gençler, yaşlılar, esnafımız, sanayicimiz, öğrencimiz, çiftçimiz, en önemlisi çocuklarımız gülümseyecek" dedi.

Mustafa Bozbey, 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçimde CHP’den Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday adayı olduğunu İl Başkanlığı’nda düzenlenen basın toplantısıyla duyurdu. CHP'den büyükşehir için adaylık başvurusunda bulunan başka bir isim olmadı.

Bozbey'in aday adaylığı açıklamasına CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, CHP Bursa Milletvekilleri Hasan Öztürk, Orhan Sarıbal, Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Kayıhan Pala ve Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem ile Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz'ın yanı sıra çok sayıda partili katıldı. Partililer, Bozbey'i bina girişinde görkemli bir şekilde karşıladı. Bozbey, burada yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“BURSA’YI SAHİPLENMEK İÇİN BURADAYIZ”

"Neden buradayız? Ben aday olmak, yol arkadaşlarım destek olmak, sizler de haber yapmak için mi buradasınız? Hayır. Bir umudu paylaşmak, yıllardır kaybedilenleri hızlıca yerine koymak, kentin yaralarını sarmak, yeni yaralar açmamak ve en önemlisi uzunca bir süredir sahipsiz kalan Bursa’mızı ve Bursalımızı sahiplenmek için buradayız, bir aradayız. Hoş geldiniz umuda. Hoş geldiniz yok edilen gülümsemenin ve mutluluğun geri kazanılması için başladığımız mücadelenin ilk adımına.

Öncelikle dün gerçekleşen deprem nedeniyle hepimize, Bursa’mıza ve bölgemize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Depremin ne kadar önemli olduğu vurgusunu bir kez daha yapmak istiyorum. Ama kent yöneticilerinin Bursa'yı depreme hazırlaması gerekiyor.

“MÜCADELEYİ BIRAKMADIM”

Biliyorsunuz ben beş yıldır sahalardayım. Mücadeleyi ve kent için çalışmayı hiç bırakmadım. Bu süreçte hangi kapıyıçalsak, kimlerle karşılaşsak aynışeyleri duydum. "Yazık oldu Bursa’nın beş yılına', "Yazık oldu Bursa’nın çocuklarına, gençlerine…" Dediler ki "Yarım kalan hikayeyi tamamla’; dediler ki "Bozbey gelecek, Bursa gülecek; dediler ki; "Bozbey gelince bunların hepsi düzelecek.'

Bu umut ve duyulan bu güven için adayım. En önemlisi bu hoyrat yönetim anlayışının kente ve kentlilere kaybettirdiklerine dur demek için adayım. Çünkü güzel Bursa’mızın artık kaybedeceği bir dakikası bile yok. Sellerin yerleşim yerlerine akması değil, trafiğin akması gerek bu kentte. Deprem gerçeğiyle yaşarken kentsel dönüşüm adı altında insan hayatını tehdit eden yapılaşmanın sona ermesi gerek. Bursa artık İzmir’in, İstanbul’un, Ankara’nın gölgesinde kalmamalı.

"BURSA GİDEREK TAŞRALAŞTI"

Osmanlının ilk başkenti olan kıymetli şehrimiz, mevcut yönetim anlayışı sayesinde giderek taşralaşmış, Bursa’yı Bursa yapan değerlerini tek tek kaybetmiş durumdadır. Evliya Çelebi Bursa sudan ibarettir derken, sel sularını kastetmemişti. Çeşmelerimizden akan sular güvenli mi? Barajlarımız dolu mu? Akarsularımız, göllerimiz, denizimiz temiz mi, verimli mi? Kim korkusuzca içine çekebiliyor kentimizin havasını? Kimin yürüyüşlerine ağaç gölgeleri eşlik ediyor? Yapıların arasına sıkışmışçocuklarımız, yeşilini kaybeden kentimiz gibi güvenle yürüyemedikleri yollarda, parklara yer vermeyen sokaklarda çocukluklarını kaybediyor. Bu kente yeşilini ve çocukluğun neşesini geri vermek zorundayız. Bu kent terk edilmiş. Araçlara, plansızlığa, ağaçsızlığa, düzensizliğe ve adaletsizliğe! Bu kentin insanları sahipsiz. Sporundan kültür sanatına, üretiminden tüketimine, çocuklarından gençlerine, emeklisinden beyaz yakalısına, mavi yakalısından, gri yakalısına, öğrencisinden memuruna, çiftçisinden sanayicisine, taraftarından, yaşlısına, sokak hayvanlarından, müsilajda yüzmek zorunda kalan balığına kadar mutsuz olan bir kent Bursa. Kadını, erkeği, yaşlısı, çocuğu, genci kimsenin mutlu olmadığı bir kent. Yani bu kenti sahiplenen, bu kenti seven herkesin, bütün Bursalıların sahipsiz bırakıldığı bir kent.

“ÖNCE İNSAN FELSEFESİNE İHTİYAÇ VAR”

Kentimizin "önce insan" felsefesiyle yönetilmeye ihtiyacı var. Zaten insanların derdi başından aşkın. Herkes akşam ne yiyeceğim derdine düşmüşken, bir de yönetimsel hatalar sonucu kendisini boğan bir kentte yaşamamalı. Ekonomik kaygılar çocuk yaşlara kadar inmişken, çocukların oynayacağı sokaklar, gençlerin sosyalleşeceği mekânlar ve alacağı destekler bu kentin her yanında olmalı. Omuzlarımızda bu kadar yük varken, kentin; yeşiliyle, mavisiyle, beyazıyla tüm olanakları yaratarak kentlinin yükünü biraz da olsa alması gerek. Bursa ve Bursalılar her şeyin en iyisine, en güzeline layık. Son beş yılda yaşadığı gerilemeyi hepimiz görüyoruz, hep birlikte yaşıyoruz. Değerlerimiz bir bir kaybolurken, dertlerimiz çığ gibi büyüyor.

“HEP BERABER GÜLÜMSEYECEĞİZ”

Artık bu gidişe bir dur demek gerekiyor. Bursalıların sağlıklı, huzurlu, dirençli, adil ve güvenli bir kentte yaşayabilmesi için yola çıkıyoruz. İnsan öncelikli ve katılımcı bir anlayışla, örnek alınan Demokratik Katılımcı Yönetim Modeli’mizle, Bursa’mızı, Bursalılarla beraber yönetmek için adayım. Sorunları da biliyorum. Çözümleri de biliyorum. Uzun süredir konusunda uzman gönüllülerden oluşan ekip arkadaşlarımla beraber projeler üretiyoruz. Bursa’nın artık bu köhnemiş, ben bilirimci, paylaşımın, dayanışmanın ve en önemlisi kentliye danışmanın olmadığı yönetim anlayışından kurtulması, bizim Demokratik Katılımcı Yönetim Modelimizle tanışarak gülümsemeye başlaması gerek. Evet, sorunları Bursalılar yaratmadı ama çözümünde birlikte çalışacağız. Bursalılara danışmadan, onların istemedikleri, benimsemedikleri hiçbir projeyi, hiçbir çözüm önerisini hayata geçirmeyeceğiz. Hep beraber çözeceğiz, hep beraber gülümseyeceğiz. Bursa’da yönetim anlayışı değişecek, Bursa güzelleşecek. Emekliler, köylüler, kadınlar, gençler, yaşlılar, esnafımız, sanayicimiz, öğrencimiz, çiftçimiz, en önemlisi çocuklarımız gülümseyecek. Bursa’da değişim zamanı. Bursa’da yönetim anlayışı değişecek, sonra her şey güzelleşecek. Bursa’da yönetim anlayışı değişecek, sonra herkes gülümseyecek. Bursa’da yönetim anlayışı değişecek, sonra sokaklar çiçeklenecek."

ANKA Haber Ajansı