EMEKLİ EDEBİYAT ÖĞRETMENİ UMUT ÖZKAN’DAN “BİR ANKARA SERGİSİ”: “SÖZ UÇAR YAZI KALIR”

EMEKLİ EDEBİYAT ÖĞRETMENİ UMUT ÖZKAN’DAN “BİR ANKARA SERGİSİ”: “SÖZ UÇAR YAZI KALIR”
Emekli edebiyat öğretmeni Umut Özkan’ın Ankara, sanat ve edebiyat yazılarından oluşan “Söz Uçar Yazı Kalır-Bir Ankara Sergisi”, Çankaya Belediyesi Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi'nde açıldı. Özkan, "Bu sergide sanatseverlerin, Ankara severlerin, edebiyatseverlerin ilk defa duyacağı, ilk defa okuyacağışeyler var. Ankara ile ilgili ‘yok ya o da mı varmış’ diyeceği çok şey var bu sergide" dedi.

GÜLARA SUBAŞI

Emekli edebiyat öğretmeni Umut Özkan’ın Ankara, sanat ve edebiyat yazılarından oluşan “Söz Uçar Yazı Kalır-Bir Ankara Sergisi”, Çankaya Belediyesi Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi'nde açıldı. Özkan, "Bu sergide sanatseverlerin, Ankara severlerin, edebiyatseverlerin ilk defa duyacağı, ilk defa okuyacağışeyler var. Ankara ile ilgili ‘yok ya o da mı varmış’ diyeceği çok şey var bu sergide" dedi.

Emekli edebiyat öğretmeni Umut Özkan’ın yazılarından bir seçki sunduğu “Söz Uçar Yazı Kalır-Bir Ankara Sergisi”, Çankaya Belediyesi Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi'nde açıldı. 1 Nisan'a kadar açık kalacak serginin açılışında, Özkan; "Burada, Ankara’nın Yakup Kadri’sinden Nazım Hikmeti’ne, Ahmet Hamdi Tanpınar’ından Falih Rıfkı Atay’ına kadar birçok yazarın görüşleri var. Ankara’nın sorunlarıüzerine, Ankara üzerine yazılarım, kimi Ankara yazılarında da çözüm bulduğumuz sorunlar var” dedi.

“ANKARA’NIN YAKUP KADRİSİ’NDEN NAZIM HİKMET’İNE…”

Özkan, ANKA Haber Ajansı’na şunları söyledi:

“Söz Uçar Yazı Kalır-Bir Ankara Sergisi’ olarak adlandırdık. Serginin içinde hem edebiyat hem sanat hem de Ankara kenti üzerine yazdığım yazılar var. Bunlar, kimi gazetelerde kimisi edebiyat dergilerinde yayımlanmış yazılardır. Bu sergi, 2010-2023 yılları arasındaki yazılarımdan derlediğim bir seçki sergidir. Burada, Ankara’nın Yakup Kadri’sinden Nazım Hikmeti’ne, Ahmet Hamdi Tanpınar’ından Falih Rıfkı Atay’ına kadar birçok yazarın görüşleri var. Ankara’nın sorunlarıüzerine, Ankara üzerine yazılarım, kimi Ankara yazılarında da çözüm bulduğumuz sorunlar var.

“BU SERGİDE EDEBİYATSEVERLERİN İLK DEFA DUYACAĞI ŞEYLER VAR”

Bu serginin bir benzerini, emekli olmadan önce okulumda açmıştım. ‘Söz Uçar Yazı Kalır-Bir Ankara Sergisi’ ikinci kişisel sergim oluyor. Bu sergide sanatseverlerin, Ankara severlerin, edebiyatseverlerin ilk defa duyacağı, ilk defa okuyacağışeyler var. Ankara ile ilgili ‘yok ya o da mı varmış’ diyeceği çok şey var bu sergide. Edebiyatçıların ‘o gerçekten öyle miymiş’ diyeceği birçok yazı var. Edebiyatseverleri, sanatseverleri, Ankara severleri bu sergiye bekliyorum. Salonumuzun güzel bir şekilde oluşmasında Belediye Başkanımız Sayın Alper Taşdelen ve Çankaya Belediyesi çalışanlarına çok teşekkür ediyorum.”

“BİR ÜLKENİN KURUCUSU ABARTIYA ÖRNEK GÖSTERİLEBİLİR Mİ”

Özkan sergideki eserler için ise şunları söyledi:

“Ben emekli edebiyat öğretmeniyim. 7. sınıf Türkçe kitabında abartıya örnek olarak Peyami Safa’nın Yeni Hitam gazetesinde yazdığı Atatürk ile ilgili yazdığı yazıyıövgüye örnek gösteriyorlar. Bir ülkenin kurucusu ve kurtarıcısı abartıya örnek gösterilebilir mi, başka bir metin bulamadınız mı? İki konu sonra, İstiklal Marşı abartıya örnek olarak veriliyor geçen senenin 7. Sınıf milli eğitim Türkçe kitabında. Bir ülkenin kurtarıcısı, bir ülkenin marşı abartıya örnek yapılır mı? Bakın Sözcü gazetesinden manşet olmuş.

“ESKİDEN BU GEZİLERİ YAŞAR KEMAL, SAİT FAİK, ARA GÜLER ÜÇLÜSÜ YAPARMIŞ”

Dedim ki sabah 06.00’da Ankara’da bir gezide bulunayım. Cebeci, Ulus, Ankara Kalesi ve Hacıbayram’a doğru geldim. Eskiden bu tip gezileri Yaşar Kemal, Sait Faik ve Ara Güler üçlüsü yaparmış. Bir amele pazarında, amelelerle sohbet ederlermiş. Çünkü Türkiye’nin bir yüzünü de orada görüyorsunuz. Dedim ki, bu ustaların izinden gitsem nasıl olur. Orada oturdum, amelelerle de bir sohbet yaptım. Onu Atatürk’ün Ankara’ya gelişi anısına ‘Ankara Notları’ diye bir yazı haline getirip Çağdaş Türk Dili Edebiyatı dergisinde yayınladık.

“BİZİM ÇOCUKLUĞUMUZDA ANKARA’DA BİR GENÇLİK PARKI VARDI, BİR SABAH YOK OLDU”

Bizim çocukluğumuzda Ankara’da bir gençlik parkı vardı. İçindeki havuzunda kayıklar, parkın içinde çocuk treni vardı. Sanatçının halkın gelebileceği çok güzel yerler vardı. Orası bir sabah yok oldu. İlginçtir, geçen gün Kültür ve Turizm Bakanlığı bir dizi festival düzenledi. Festivalin konusunun bir tanesi Gençlik Parkı belgeseliydi. Benim aklıma şu geldi, hem yıkıp hem belgesel çekmek nasıl oluyor. Dört-beş defa yazı yazdım. Sonunda Gençlik Parkı’nın çok kötü durumda olan havuzu çalışmaya başladı. Gazetelerin köşesine yazdığım yazılar, burada küpür halinde duruyor. Yeniden çalışır hale gelmesine çok sevindim.”

ANKA Haber Ajansı