Elazığlı Tarım İşletmecisi: "Tarım Sektöründe 2002'den Bu Tarafa Ciddi Anlamda Bir Başarı Görmedik"

Elazığlı Tarım İşletmecisi: "Tarım Sektöründe 2002'den Bu Tarafa Ciddi Anlamda Bir Başarı Görmedik"
Elazığ’da tarım işletmeciliği yapan Ramazan Yıldırım, "AKP hükümetlerinin her dalda iyi kötü ciddi başarısı var ama tarım sektöründe 2002'den bu tarafa ciddi anlamda bir başarı görmedik. Çok ciddi tarımsal destekler verilmesine rağmen, çok ciddi açılımlar yapılmasına rağmen biz, istikrarlı bir çizgide bir büyüme göremedik" dedi.

Elazığ’da tarım işletmeciliği yapan Ramazan Yıldırım, "AKP hükümetlerinin her dalda iyi kötü ciddi başarısı var ama tarım sektöründe 2002'den bu tarafa ciddi anlamda bir başarı görmedik. Çok ciddi tarımsal destekler verilmesine rağmen, çok ciddi açılımlar yapılmasına rağmen biz, istikrarlı bir çizgide bir büyüme göremedik" dedi.

Elazığlı tarım işletmecisi Ramazan Yıldırım, bu yıl ürün rekoltesi yüksek olmasına karşılık üreticinin ürününü satacak pazar bulmakta zorluk yaşadığını söyledi. Yıldırım, "Hükümetin verdiği arpa, buğday fiyatlarıçok güzel ama TMO'nun verdiği fiyat realitede geçersiz kaldı. Hükümetimizin bir uygulaması var, 11 ilde ÇKS kaydına bakılmadan ne kadar ürün varsa alınacak diye ama çiftçilerimiz şu anda ÇKS kaydına göre olan ürünlerini bile istedikleri gibi TMO'ya teslim edemiyor" diye konuştu.

"HASAT SEZONU BAŞLADIĞI GÜZELLİKTE DEVAM ETMEDİ"

Ramazan Yıldırım, şunları söyledi:

"İlimizde 2023 hububat sezonu başlamış bulunmakta. 2023 yılı, Elazığ açısından yağışların bol olduğu; verimliliğin, rekoltenin yüksek olduğu bir yıl oldu. Buna üreticilerimiz de besicilerimiz de sevinmekteler. Yalnız ülkemizde tarım politikaları bir türlü oturmadığı için sezon, başladığı güzelliğiyle devam etmedi. Hükümetin verdiği arpa, buğday fiyatlarıçok güzel. Fiyatlar, kurtaran ve kazandıracak fiyatlar ama TMO'nun verdiği fiyat realitede geçersiz kaldı. Şu an çiftçilerimiz, özellikle hükümetimizin bir uygulaması var, 11 ilde ÇKS kaydına bakılmadan ne kadar ürün varsa alınacak diye ama çiftçilerimiz şu anda ÇKS kaydına göre olan ürünlerini bile istedikleri gibi TMO'ya teslim edemiyorlar. Buradan şunu görüyoruz; belirlenen fiyat iyi, belirlenen politika iyi ama hayata geçmişşekli kötü. Takdir edersiniz ki bir işin hayata geçişşekli insanlara yansır. Bu da hayata geçişşekli kötü olduğu için çiftçilerimize iyi yönüyle yansıyamadı. Biz, bir an önce TMO'nun hızlı ve çaplı alımlarla çiftçilerin bu sorununu gidermesini arzu ediyoruz.

"HAYVAN SAYISINDA AZALMA OLDUĞU İÇİN ARPA TALEBİNDE DE AZALMA VAR"

Ülkemizde şimdiye kadarki yıllarda hayvancılar da hasat zamanıürün almak isterlerdi. Son 2 yıldır TMO ürün satışlarında besiciyi destekleyen nitelikte piyasadan aldığı fiyatın daha altına ürün sunduğu için hayvancımız da bu yıl ürün almamayı hedefliyor. Daha ileriki aylarda bu ürünü daha ucuza alacağına inandığı için şimdilik ürün almamayı hedefliyor. Toprak Mahsulleri Ofisi bugün bir açıklama ile önümüzdeki günlerde daha ucuza ürün vermeyeceğini söyledi ama ülkemizin bu yılki hayvancılıktaki temel sorunlarından birisi, sığır yetiştiriciliğinde hayvan sayısında ciddi bir azalma olması. Bu azalmadan dolayı da piyasada, hayvancılıkta tüketilecek arpa miktarı azalacaktır. Bunun azalması da çiftçinin malını satarken ciddi anlamda zorlanması anlamına gelmektedir.

"TARIM POLİTİKASI NEDENİYLE İSTİKRARLI BİR BÜYÜME GÖREMEDİK"

Bir de AKP hükümetlerinin her dalda iyi kötü ciddi başarısı var ama tarım sektöründe 2002'den bu tarafa ciddi anlamda bir başarı görmedik. Çok ciddi tarımsal destekler verilmesine rağmen, çok ciddi açılımlar yapılmasına rağmen biz, istikrarlı bir çizgide bir büyüme göremedik. Geçen yıl hükümetimiz besicilere destek olsun diye ithal edilen arpayı ucuza çiftçimize ve besicimize verdi, ama bu da verilen mal miktarının fazlalığından dolayı bugün aşağı yukarı tüm besicilerin depolarında arpa olmasına, LİDAŞ'larda geçen yıla ait arpa bulunmasına ve yeni arpayı stoklamak için yerin daha az olmasına ya da olmamasına sebebiyet vermiştir. Bu da yine bizim ayarlayamadığımız şeylerden biri. Son yıllarda üçüncü Tarım Bakanı ile çalışıyoruz. Üç Tarım Bakanı’nın da kendine göre politikaları var ama kabul edin ki toprağın ya da iklimin Tarım Bakanlığı’na bakan bir politikası yok. Realite realitedir. Bugün harmanın bir zamanı vardır, üretimin bir zamanı vardır. Ne kimse TMO'yu ne LİDAŞ'ı ne de Tarım Bakanı’nı beklemez. Bugün burada bakanlar değişse de çiftçi ile ilgili ürün konusu önemli. Çünkü bu ürünler, yer ve stok isteyen ürünlerdir. Çiftçi ile ilgili herhangi bir öteleme olmadan hareket edilmesinden yanayız.

"ÜRÜN EKERKEN DAHA FAZLA ALMANIN YOLLARINI ARAMALIYIZ"

Bu yüzden Tarım Bakanı’nın, bölgemizi bilen, bölgemizden anlayan, üründen anlayan, Türkiye'nin tarımsal kapasitesinden anlayan ve bu konuda kooperatifleştiren bir politikası olmalı. Tarım Bakanlığı’mızın, kooperatiflerle beraber bize dünyadan alıcılar bulan, dünyadan ithalatçılar bulan, dünyaya ihracatçılar pazarlayan bir yapıda olmasını istiyoruz. Bu yıl arpamız çok çıkmış, arpamızda sorun var. Buğdayımız çok çıkmış, buğdayımızda sorun var. Yarın domatesimiz çok çıktığında domatesimizde sorun olacak. Siz, bir çiftçi olarak hiçbir zaman ‘ektiğim üründen daha az alayım’ diye bir dua edemezsiniz. Siz, ürün ekerken daha fazla almanın yolunu arayacaksınız. Tarım Bakanı’mıza da seslenmek istiyorum; bugün bizim başımıza arpada, buğdayda gelen şeyin yarın domateste, biberde, salatalıkta veya çeşitli meyve pazarında gelmeyeceğine dair herhangi bir garanti yok. Biz, ürünümüzü dünyanın her yerinde görmek istiyoruz. Dünyanın her yerinde domates, biber, salatalık tüketilebilir. Eğer biz ürünümüzü kanalize edebilirsek, bunun organizasyonunu oluşturabilirsek ürettiğimiz miktardan dolayı‘çiftçi çok üretti’ diye ceza almayacaktı. Eminim Tarım Bakanı’mız da çiftçimizin para kazanmasını ister ama bir altyapı yapılmadan, bu işte ciddi bir kooperatifleşme olmadan, girdiler daha önceden alınmadan, yarın bizim elimizde potansiyel olarak ne kadar domates çıkacak, ne kadar biber çıkacak, bu bilinmeden bu adımlar günübirlik atılmaz. O domatesler çöpe gider, o biber çöpe gider veyahut da yok pahasına satılır. O çiftçinin emeği boşa gider. Biz, bu arpa, buğday olayının son olmasını, bundan sonra bütün ürünlerimizde ciddi anlamda üretim ve pazar ilişkisinin iyi değerlendirilmesini talep ediyoruz."

ANKA Haber Ajansı