ÇANAKKALE’NİN SAKIZ BAKLASI VE ECEABAT SARI SUSAMI TANITILDI

ÇANAKKALE’NİN SAKIZ BAKLASI VE ECEABAT SARI SUSAMI TANITILDI
Kentin tarımsal faaliyetleri ve ürünlerinin gelişimine katkı sunmak amacıyla çalışmalarını sürdüren Çanakkale Belediyesi Yerel Kalkınma Birimi’nin ‘Coğrafi İşaret ve Markalaşma’ projesi kapsamında, sakız baklası ve Eceabat sarı susamı için coğrafi işaret başvuruları tamamlandı. Ürünlerin tanıtımı, bugün düzenlenen toplantıyla yapıldı.

Kentin tarımsal faaliyetleri ve ürünlerinin gelişimine katkı sunmak amacıyla çalışmalarını sürdüren Çanakkale Belediyesi Yerel Kalkınma Birimi’nin ‘Coğrafi İşaret ve Markalaşma’ projesi kapsamında, sakız baklası ve Eceabat sarı susamı için coğrafi işaret başvuruları tamamlandı. Ürünlerin tanıtımı, bugün düzenlenen toplantıyla yapıldı.

Çanakkale Sakız Baklası ve Eceabat Susamı Tanıtım Toplantısı’na, Çanakkale Belediye BaşkanıÜlgür Gökhan, Belediye Başkan Yardımcıları, ilgili birim müdürleri, Yerel Kalkınma Birimi çalışanları, Çanakkale Ticaret Borsası Başkanı Abdullah Deniz, Çanakkale Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Dr. Onur Sinan Türkmen, Başvuru Denetleme Komisyonu üyeleri, akademisyenler, il ve ilçe ziraat odaları, muhtarlar, çiftçiler, tüccarlar, işletme sahipleri, üreticiler ve basın mensupları katıldı.

Yetiştiricilik tarihi 1800'lü yıllara dayanan, bölgeye ait türler olan sakız baklası ve Eceabat sarı susamıürünlerinin yetiştiriciliğini yaygınlaştırmak, bölgede ve ülkede tanınırlığını artırmak, ürünlerin katma değerli ürünlere dönüşmesine destek olmak için çalışmalarını sürdüren Çanakkale Belediyesi Yerel Kalkınma Birimi, Çanakkale sakız baklasının coğrafi işaret başvurusunu 2022 Ekim ayında, Eceabat sarı susamının başvurusunu ise 2022 Aralık ayında tamamlayarak Türk Patent ve Marka Kurumu’na teslim etti.

Başvuruların incelenme süreci devam ederken düzenlenen tanıtım toplantısında ilk sunumu Yerel Kalkınma Birimi çalışanları yaptı, proje ve sürece ilişkin bilgi paylaştı. Yerel Kalkınma Birimi’nin çalışmaları kapsamında her iki ürünün de markalaşmasının sağlanması, bu kapsamda çiftçilerin eğitimlerle bilinçlendirilmesi, üretim miktarlarının artırılması ve pazarlama çalışmalarının planlanmasına ağırlık verileceği kaydedildi.

Toplantıda bir konuşma yapan Başkan Gökhan, şunları söyledi:

“Çanakkale'nin ticari, ekonomik kalkınmasında kırsalın çok büyük önemi olduğunu biliyoruz. Çanakkale'nin ticareti hatta sanayisi kırsalın desteğiyle sağlanıyor. Kırsal burada yeterli gelire sahipse bunun sonuçları bu kente yansıyor. Kentteki diğer sektörlere, esnafa yansıyor. Onun için kırsalın kalkınmasıçok önemli. Bizim bu yöreye ait ama bugün yavaş yavaş bitme noktasına gelen iki ürünü yeniden nasıl canlandırabiliriz, nasıl üretimini artırabiliriz, nasıl markalaştırabiliriz diye bir çaba içerisine girdik. Burada üniversitemizle, odalarımızla, borsamızla iş birliği içerisinde bu çalışmaları yapmaktayız. Bakla, biliyorsunuz geçmişte çok önemli bir ihraç ürünümüzdü. Meşhur "bakla gemisi" söylemleri vardır burada. Böyle bir literatür vardı. Çünkü çok sayıda, onlarca gemi Çanakkale baklasının ihracı için burada bulunurdu. Yine Eceabat susamı da sapsarı rengi olan farklı bir susamdı. Ve bana göre dünyanın en iyi susamı noktasındaydı. Ama bütün bunlar ülkede tarıma verilen önemin azalmasıyla yavaş yavaş yok olma noktasına geldi. Aslına bakarsınız Kumkale Ovasında pamuk da bitti. Pamuk deyip geçmeyin, Türkiye'deki en uzun lifli pamuk idi.

Çanakkale coğrafyasıçok değişik bir iklim yapısına sahip. Kazdağlarının etkisi çok burada. Suların etkisi, hava, oksijen, rüzgarlar, deniz çok önemli. Tüm bunlar bu coğrafyadaki çok çeşitli ürünlere yansıyor. Nitekim, 11 tane üründe coğrafi işaret almış durumdayız. Bu bir tesadüf olamaz. Onun için biz şu anda Çanakkale'de kaybolmakta olan Eceabat susamı ve sakız baklasını coğrafi işaret almak suretiyle yeniden meşhur etmek, üretmeye teşvik etmek için çaba gösteriyoruz. Bizim önceliğimiz burada kırsalın kalkınması. Özellikle pandemi döneminde tarımın ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Bugün soğan fiyatı, et fiyatı konuşuyorsak, bu noktada bir tüketici olarak sıkıntılarımız, şikayetimiz varsa bunun nedeni, tarıma verilen önemin giderek azalmış olması. Dolayısıyla biz de burada üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz. Yerel tohumlarımıza çok önem veriyoruz. Bu ülkenin kendi tohumunu mutlaka geliştirmesi, üretmesi gerektiğini düşünüyorum. Bize özgü tohumları yetiştirmemiz şart ki yüksek verim elde edelim. Ama biz yurtdışından ithal ettiğimiz tohumları kullanmaya çalışıyoruz.

Bu proje, kırsal kalkınma anlayışımızın bir parçası. Son olarak, Güney Marmara Kalkınma Ajansı’yla da bir proje yaptık. Dijital tarıma da geçmemiz lazım. Ziraat Odamız ve çeşitli belediyelerimizin de iş birliği ile hazırladığımız son projemiz kabul gördü. Drone ile ilaçlama için ve bu projeyi gençlerin kullanmasına yönelik bir proje bu. Yerel yönetimler de tarımın kalkınması için çaba göstermeli. Biz bu işi başlatmış durumdayız. Pek çok projeyle üreticilerimizi ve tarımı destekliyoruz. Bizim kırdan kente göçü engellememiz lazım. Engel derken, kısıtlama anlamında değil. Oradaki yaşamı iyileştirip, sosyal hayatı, çeşitli altyapıları iyileştirip, daha çok o yörelerde insanların kalması için teşvik etmemiz lazım. Üretimi artırmamız ve genç çiftçileri özendirmemiz gerekir.”

ANKA Haber Ajansı