BİRLEŞİK KAMU-İŞ SENDİKASI DENİZLİŞUBESİ SOMA MADEN FACİASINDA HAYATINI KAYBEDEN 301 MADENCİYİ ANDI

Birleşik Kamu-İş Denizli İl Başkanlığı, Soma faciasının 9. yıl dönümünde hayatını kaybeden 301 madenciyi andı. Denizli İl Başkanı Namık Kemal Aydoğan, "İşçinin emeğinin olduğu kadar yaşamının da ucuz olduğu bu ülkede, iş kazalarına bağlı işçi ölümlerinin artması ve Soma’da yaşananlar tesadüf değildir. Güvencesiz ve esnek çalışmayla, taşerona iş gördürmenin adeta genel kural olduğu, işsiz yığınlar yoluyla çalışanların tehdit edildiği, sendikalaşmanın önüne engeller konulduğu bir dönemden geçiyoruz" dedi.

Birleşik Kamu-İş Denizli İl Başkanlığı, Soma faciasının 9. yıl dönümünde hayatını kaybeden 301 madenciyi andı. Denizli İl Başkanı Namık Kemal Aydoğan, "İşçinin emeğinin olduğu kadar yaşamının da ucuz olduğu bu ülkede, iş kazalarına bağlı işçi ölümlerinin artması ve Soma’da yaşananlar tesadüf değildir. Güvencesiz ve esnek çalışmayla, taşerona iş gördürmenin adeta genel kural olduğu, işsiz yığınlar yoluyla çalışanların tehdit edildiği, sendikalaşmanın önüne engeller konulduğu bir dönemden geçiyoruz" dedi.

Birleşik Kamu İş Denizli İl Başkanlığı, 9 yıl önce Soma faciasında hayatını kaybeden 301 madenciyi anmak için il binasıönünde basın açıklaması yaptı. Denizli İl Başkanı Namık Kemal Aydoğan’ın yaptığı basın açıklamasına, CHP Denizli İl Başkanı Ali Osman Horzum, Babadağ Belediye Başkanı Ali Atlı ve CHP’nin milletvekili adayları da destek verdi. Aydoğan, şunları söyledi:

"Soma’da resmi verilerle 301 madencimizin canından olduğu facianın üzerinden 9 yıl geçti. 13 Mayıs 2014 tarihinde yüzyılın en büyük işçi kıyımı yaşandı Soma’da. Sadece Türkiye tarihinin değil, dünyada son 50 yılın en ölümcül 2. maden kazası olan Soma faciasını unutturmayacağız.

"FACİANIN SORUMLULARINDAN HESAP SORULMASINI İSTEDİK"

Yalnızca Soma’da değil ülkemizin dört bir yanında bu ihmaller can aldı ocaklar söndürdü. Ermenek’te maden ocağında yaşanan su baskını sonrasında 18 kömür işçisi canından oldu. Elbistan maden ocağında bir sürü işçimizi kaybettik. Şırnak Kemerli ve Dağkonak maden ocaklarında işçilerimiz katloldu. Amasra maden ocağında, Zonguldak Gelik’te ruhsatsız maden ocağında, Elazığ Alacakaya maden ocağında, Bingöl Genç Maden ocağında ve daha birçok maden işletme tesislerinde yüzlerce işçimiz ölmüş ve yaralanmıştır. Birçok aile ocağına düşen ateşle mağdur olmuştur. Bu işletmelerin birçoğunda sigorta ve sendika güvencesi maalesef bulunmamakta, yaşanan facialar bu işçilerin ailelerine de ikinci bir zulüm yaşatmaktadır. Cinayetten farksız olan ancak AKP'li bakanın kaza diyerek normalleştirmeye çalıştığı facianın sorumlularından hesap sorulmasını defalarca istedik. 2014 yılında insan yaşamının değersizleştiren anlayışa ve iş cinayetlerine karşı Eğitim İş olarak Yatağan’dan başlattığımız Emeğe Saygı Yürüyüşü’nde de olduğu gibi ülkemizin her kesiminden gösterilen tepkiler AKP iktidarı tarafından çok sert şekilde bastırılmaya çalışıldı. Sorumlular hesap vermek bir yana ‘ölüm madencinin fıtratında var’ diyen dönemin başbakanı tarafından korundu. Bizler biber gazı, plastik mermi ve ters kelepçelerle susturulmaya çalışılırken laik eğitim ve emeğe saygı yürüyüşümüzden dolayı yargılandık ve sonunda beraat ettik. Ancak bu işçi ölümlerine sessiz kalanlar, ruhsatsız ocaklara onay verenler ve ülkeyi yönetenler toplumun vicdanında yargılanmaya devam ediyorlar.

"İŞÇİÖLÜMLERİNİN ARTMASI TESADÜF DEĞİLDİR"

Bu cinayetin sorumluları, hesap vermek bir yana hakkında ‘taksirle öldürme’ suçundan 15 yıl hapis cezası verilen maden patronu tahliye oldu ve 301 maden işçisinin ardından, adalet de insanlık da bir kez daha göçük altında kaldı. İşçinin emeğinin olduğu kadar yaşamının da ucuz olduğu bu ülkede, iş kazalarına bağlı işçi ölümlerinin artması ve Soma’da yaşananlar tesadüf değildir. Güvencesiz ve esnek çalışmayla, taşerona iş gördürmenin adeta genel kural olduğu, işsiz yığınlar yoluyla çalışanların tehdit edildiği, sendikalaşmanın önüne engeller konulduğu bir dönemden geçiyoruz. İşsizlik ve yoksulluk, ekmeğe ihtiyacı olan yurttaşlarımıza iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin alınmadığı ortamlarda, güvencesiz, örgütsüz çalışmayı dayatıyor. Bu durum can kayıplarını da içeren ölümcül kazaları beraberinde getiriyor. Daha fazla kar için işçinin, emekçinin yaşamını hiçe sayan zihniyetin sonucu olarak Türkiye bugün iş cinayetlerinin en fazla olduğu ülkelerden biridir. Tüm iş kollarında özellikle ağır ve tehlikeli işlerde taşeron uygulamasına acilen son verilmelidir. Birleşik Kamu-İş olarak Soma başta olmak üzere tüm iş cinayetlerinde yaşamını kaybeden kardeşlerimizi, emekçilerimizi saygıyla anıyoruz. Emeğin karşılığını aldığı, ağır çalışma koşulları, işçi kıyımları ve taşeronlaştırmanın son bulduğu hakça bir düzen için alın teri ve özgürlük mücadelesini, demokrasi mücadelesini, adalet mücadelesini yükselteceğiz.”

ANKA Haber Ajansı

Gündem Haberleri