Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, TBMM Genel Kurulu’nda 2024 bütçesi görüşmelerinde; "Verginin değil, gelirin tabana yayılması gereklidir, üretimi ve ihracatı mutlaka artırmak gereklidir. Üretmeden ve ihraç etmeden kalkınma ve ekonominin düze çıkması mümkün olmaz" dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda 2024 bütçe görüşmeleri bugün başladı. Burada konuşan Fatih Erbakan, şunları söyledi:
"Bütçe giderlerinin 11,09 trilyon lira, bütçe gelirlerinin 8,44 trilyon lira olmasıöngörülmüş ve aradaki fark olan 2,65 trilyon liranın da net borçlanmayla karşılanacağı ifade edilmiş. Tabii, mayıstaki seçimlerden sonra vergilerin arttırılması, motorlu taşıtlar vergisinin 2 defa alınması ve ciddi zamlar yapılmasına rağmen bütçede hâlen böyle bir açık olması son derece üzücü bir durum. Bütçe açık veriyor ve bu açığın da iç ve dış borçlanmayla kapatılacağı ifade ediliyor.
"DÖVİZ CİNSİNDEN BORÇLANMA ÜLKEYİ MAALESEF BİR FELAKETE GÖTÜRÜYOR"
2024 yılı için 2,65 trilyon lira borçlanılacağı ifade ediliyor ancak brüt borcun bunun çok daha üzerinde olacağını ifade edebiliriz özellikle döviz kurlarındaki bu artış göz önünde bulundurulduğunda. Tüm bu rakamlardan gördüğümüz gibi borçlanma, özellikle de döviz cinsinden borçlanma ülkeyi maalesef bir felakete götürüyor. Bu durumdan kurtulmak, bu 2024 bütçesi olarak hazırlanan bütçeyle mümkün gözükmüyor. 2024 yılı için vergilerin 8.33 trilyon lira olacağı ifade ediliyor. 2022 yılında toplanan verginin 3,5 katı, 2023 yılında toplanan verginin 2 katı vergi toplanacak ve bu vergilerin daha ziyade vatandaştan toplanacağı gözüküyor çünkü 2023 bütçesinde toplam vergi tahsilatı içerisinde doğrudan vergilerin oranı yani zenginden, varlıklıdan alınan vergilerin oranı yüzde 35 iken 2024’te yüzde 33’e düşüyor, dolaylı vergilerin oranı yüzde 63’ten yüzde 65’e çıkıyor; bu da yine vatandaştan alınacak verginin artması manasını taşıyor.
"VERGİ MUAFİYETLERİNİN ÜRETİMİ, SANAYİYİ, TARIMI TEŞVİK AMAÇLI OLUP OLMADIĞINI GÖREMİYORUZ"
6 trilyonluk merkezî yönetim borç stokunun dörtte biri kadar bir meblağdan vazgeçiyor devlet, 13 milyon asgari ücretlinin bir senelik maaşından vazgeçiyor, milyonlarca çiftçimizin borcunun toplamının 3 katı kadar bir paradan vazgeçiyor. Bu vergi indirimlerinin, vergi muafiyetlerinin üretimi, sanayiyi, tarımı teşvik amaçlı olup olmadığını göremiyoruz. Bunların yatırımı, üretimi teşvik amaçlı vergi indirimleri olmasını temenni ediyoruz, yoksa böylesine astronomik bir meblağın dar gelirli milyonlar açlık sınırında yaşarken imtiyazlılara bir lütuf olarak verilmesine asla razı olamayız.
“VERGİNİN DEĞİL, GELİRİN TABANA YAYILMASI GEREKLİDİR”
Denk bütçe yapılabilir, israf önlenebilir, borç, zam, vergi ve devlet varlıklarının satışı dışında kaynak üretilebilir, milletten toplanan vergiler faiz ödemek yerine millete hizmet için kullanılabilir, sosyal yardım dağıtmak yerine milletimizin refah seviyesi artırılabilir. Bu noktada, hükûmete her zaman yaptığımız çağrımızı bir kez daha yineliyoruz: Borç, faiz, zam ve vergiye dayalı ekonomi modeli yerine üretim, istihdam ve ihracata dayalı bir ekonomi modelinin uygulanması gereklidir. Verginin değil, gelirin tabana yayılması gereklidir, üretimi ve ihracatı mutlaka artırmak gereklidir. Üretmeden ve ihraç etmeden kalkınma ve ekonominin düze çıkması mümkün olmaz. Bunun için de tarımsal üretimin maliyetleri düşürülmeli, sanayi üretiminin maliyetleri düşürülmeli, özellikle enerji maliyetleri ve sadece köprü, yol ve havaalanı yatırımı yapmak yerine istihdam oluşturacak, üretimi ve ihracatı artıracak yatırımların yapılması gereklidir. Bu borç ve faiz de milletimize vergi artışıyla, milletimize hizmetlerden kısılmasıyla, milletimize verilecek maaşlardan, imkânlardan kısılmasıyla milletimize yüklenmektedir. Bu tablodan kurtulmak mümkündür ve inşallah bu noktada Yeniden Refah Partisi olarak da her türlü desteği vermeye hazırız."
ANKA Haber Ajansı