CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Gıdada, Ramazan ayı dolayısıyla sabitlendiği söylenen fiyatlar dahi el yakıyor. Vatandaş ihtiyacını sınırlı alabiliyor. Tencere zor kaynıyor. Emekli gün doğarken et kuyruğunda, ekmek içinde belediye ekmek satış noktalarında bir ekmeğe erişim için sırada bekliyor. Çarşı-pazar fiyatları market fiyatlarına yetişiyor” dedi.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, gıda fiyatlarıyla ilgili açıklama yaptı. Bu yılın şubat ayı Gıda Fiyat Endeksi'ne göre dünya genelinde bir önceki yıla göre yüzde 10.5'lik bir azalış yaşandığının açıklandığına dikkat çeken Gürer, şeker ve et dışındaki tahıl ürünleri, buğday, pirinç ve mısırın yanı sıra bitkisel ham yağlarda da fiyatların gerilediğini ifade etti.
“SON 5 YILDA HAYVANCILIK POLİTİKALARI YANLIŞ UYGULANMASAYDI ÜLKEMİZ DÜNYADAN AYRIŞIRDI”
Şeker, et ve süt ürünlerinde ise Gıda ve Tarım Örgütü’ne (FAO) göre bir artış olduğuna değinen Ömer Fethi Gürer, "Son beş yılda uygulanan hayvancılık politikaları yanlış uygulanmasa idi ülkemiz bu bağlamda dünyadan ayrışırdı. Yem ve ahır giderleri artışın yanından buzağıölümleri, hayvan hastalıkları ve çiğ süt fiyatlar ile ilgili yanlışlar ülkemizi de sorunlu kıldı" diye konuştu.
Gürer, "Brezilya’da olası kuraklığın, Hindistan ve Tayland’a şeker üretimi düşük olma beklentisi dünya farklıülkelerinde şeker fiyatları olumsuz etkiliyorsa temel gıda ürünlerinde kendi kendine yeten ülke olmanın önemi daha iyi anlaşılmalıdır. Globalleşen dünyada ‘param var gider alırım’ anlayışı‘ürünü bulursan alırsın’ anlayışına yerini terk etmiştir. Ülkeler kendi kendine yeterlilik için çaba harcarken bazıülkelerde üretimleri ile gıdadan önemli gelir sağlar konuma ermişlerdir ve bu yolla fayda sağlar boyutta tarımsal ürün ticaretini artırmışlardır" dedi.
“TEMEL GIDADA DOĞRU PLANLAMA ŞART”
Gürer, temel gıda ürünlerinde doğru planlama ile üretimin sağlanması halinde Türkiye’nin dünyadan ayrışacağı gibi gıdada avantajlı konuma da erişebileceğini söyledi. Ülkede 21 gıda ürününde arz açığı bulunduğunu ve bu ürünlerin başlıca gıda ürünü olduğuna işaret eden Gürer, şunları söyledi:
“Örneğin kuru fasulye üretimi 2023 yılında 2002 yılıüretiminin altında oluyorsa ve artan nüfusa göre düşük üretim gerçekleşiyorsa, mevsim etkilerinin rekolteye etkisi de varsa, buna göre bir ekim planlaması sağlanmalıdır. Dünyada tahıl kullanımı 2023/24 yılları için 2 milyar 823 milyon ton olarak öngörülmektedir. Bir önceki üretim yılına göre yüzde bir oranında artış beklenmektedir. 2024 yılı için FAO üretim tahmini buğday için bir önceki yıla göre yüzde 1 artış ile 797 milyon tonu bulabileceği tahmin edilmektedir. Rusya, Çin, Hindistan, İran, Pakistan yanında ülkemizde de 2024 buğday üretim rekoltesinin olumlu seyir izlemesi beklenmektedir. Ülkemiz için bu öngörü DİR kapsamında yurt dışından ürün bulmayı olanaklı kılsa da yerli üretici için artan girdi maliyeti karşında daha düşük taban fiyat verilerek mağdur edilme riskini de yaratmaktadır.”
“RAFTA FİYATLAR BİR ÖNCEKİ YILA GÖRE KATLADI”
Gürer ülkemizde gıda fiyatları bir önceki yıla göre katladığını, bunun da gerçekçi bir desteleme ile planlı bir tarım anlayışından uzaklaşılmasından kaynaklandığını ifade etti. Tarım girdileri gibi gıdada ithalatçı anlayışın gıda fiyatlarının önemli ölçüde artışına vesile olduğuna vurgun yapan Gürer, “Raftaki ürünün ucuz olmasının yolu ithalat değil, kamucu bir anlayışla girdi maliyetlerini düşürüp, çiftçiye tarım kanununda yer alan milli gelirin yüzde birini vermekten geçiyor. Gıdada, Ramazan ayı dolayısıyla sabitlendiğini söylenen fiyatlar dahi el yakıyor. Vatandaş ihtiyacını sınırlı alabiliyor. Tencere zor kaynıyor. Emekli gün doğarken et kuyruğunda, ekmek içinde belediye ekmek satış noktalarında bir ekmeğe erişim için sırada bekliyor. Çarşı-pazar fiyatları market fiyatlarına yetişiyor. Akaryakıttaki fiyat artışı, girdi maliyet artışı ve de aracılık sistemi fiyatların durmasının önünü kesiyor” diye konuştu.
ANKA Haber Ajansı