Mansur Yavaş: "Seçim Nedeniyle İlk Defa Fotoğraflarım Asıldı, Bunu Da İl Başkanlığı Ödüyor"

Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, Bala’da; "Benim bir iddiam var; bu dünyada hesabını veremeyen adam öbür dünyada zaten hiç veremez. Çünkü kul hakkıyla gider. Acaba ne yaptı, ne etti diye mutlaka içinde bir şüphe kalır. Ama her şeyi açık yaparsanız bu şüpheyi ortadan giderirsiniz alnınız akıyla gelir, buralarda da konuşursunuz. Ankara'nın hiçbir yerinde kendi fotoğrafım yoktu beş yıldır. Seçim nedeniyle bunu da il başkanlığıödüyor, bütün masrafları ve ilk defa fotoğraflarım asıldı. Başk

Haber: İLEYDA ÖZMEN / Kamera: DURSUN ALKAYA

Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, Bala’da; "Benim bir iddiam var; bu dünyada hesabını veremeyen adam öbür dünyada zaten hiç veremez. Çünkü kul hakkıyla gider. Acaba ne yaptı, ne etti diye mutlaka içinde bir şüphe kalır. Ama her şeyi açık yaparsanız bu şüpheyi ortadan giderirsiniz alnınız akıyla gelir, buralarda da konuşursunuz. Ankara'nın hiçbir yerinde kendi fotoğrafım yoktu beş yıldır. Seçim nedeniyle bunu da il başkanlığıödüyor, bütün masrafları ve ilk defa fotoğraflarım asıldı. Başka belediye başkanları gibi kendi reklamını yapmak için sizlerden aldığı parayı biz oralarda asla kullanmadık" dedi.

ABB Başkanı ve CHP ABB Başkan Adayı Mansur Yavaş, bugün Bala Belediye Başkan Adayıİsa Kaplan ile Bala'da SKM açılışına katıldı. Yavaş, burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:

"SEÇİM NEDENİYLE İLK DEFA FOTOĞRAFLARIM ASILDI, BUNU DA İL BAŞKANLIĞI ÖDÜYOR"

“Benim bir iddiam var; bu dünyada hesabını veremeyen adam öbür dünyada zaten hiç veremez. Çünkü kul hakkıyla gider. Acaba ne yaptı, ne etti diye mutlaka içinde bir şüphe kalır. Ama her şeyi açık yaparsanız bu şüpheyi ortadan giderirsiniz alnınız akıyla gelir, buralarda da konuşursunuz. Kimseyi ayırmadığınız gibi, Bala'ya ben kaç kez geldim. Her gelişimde, tek araba, bir şoför bir korumanın haricinde araba yoktu. Üç kişi geldik. Ben kimseyi ayırmadım ki. Kimseye kötülük yapmadım ki. Verdiği vermediği oydan dolayı hiç kimseye ayrıcalık yapmadım ki kendi hemşehrilerimin yanına gelirken neden çekineceğim? Ve dolayısıyla bütün hemşehrilerime oy versin vermesin artık bunu kabullendikleri için kendi akrabalarımın, arkadaşlarımın yanına nasıl geliyorsam buralara da öyle geldim. Bunu kaç defa buralarda gördünüz. Ankara'nın hiçbir yerinde kendi fotoğrafım yoktu beş yıldır. Seçim nedeniyle bunu da il başkanlığıödüyor, bütün masrafları ve ilk defa fotoğraflarım asıldı. Başka belediye başkanları gibi kendi reklamını yapmak için sizlerden aldığı parayı biz oralarda asla kullanmadık. Neye ihtiyaç varsa öncelikle onları karşıladık. Geldiğimizde bilmiyorduk, 232 köyde kanalizasyon yok, yüzlerce köyde Ankara'nın civarında su yok. Ankara merkezde iki saat su akmasa hemen ASKİ'yi aramaya başlarlar ne zaman gelecek diye. İyi de Bala'da, Ankara'nın ilçelerinin birçoğunda su yok. Peki yıllardır niye yapılmadı bu kanalizasyon? Sizlerden aldıkları bu para nerelere harcadılar? Niye susuz bıraktılar? Bunun hesabı ancak ve sandıkta sorulur.

"HİÇ KİMSEYİ SİYASİ BİR SEBEPLE, SİYASİ TERCİHİNDEN DOLAYI İŞTEN ÇIKARTMADIK"

2019'da "Küçücük bir belediyeyi yönetmiş, Ankara'yı yönetemez." O "küçücük" dediğiniz beldeye yüzlerce kaymakam, belediye başkanı tarafından örnek alındı. Bala gibi orası da sapa bir yerdi. Ankara İstanbul yolu üzerinde değildi. İşi olmayan gelmezdi. Ama şu anda hala 500-600 bin turist Beypazarı'na gidiyor. Eser belediyeciliği budur. Ben oraya bir fabrika kurdum, açık hava turizm fabrikası. Ve dedim ki o zaman birçok belediye başkanı adayı da zaten ilçe belediyesinden gelmiş. Siz annenizden büyükşehir belediye başkanı olarak mı doğdunuz? Ve yaptığımız çalışmalarla Dünya Şeffaflık Ödülü'nü aldık. Dünya Başkent Belediyeleri Başkanıödülünü aldık İngiltere'den. Ve kredi kuruluşlarına baktığınız zaman 30 büyükşehir içerisinde kredisi en yüksek belediye Ankara Büyükşehir Belediyesi. Çünkü çöp projeye para yatırmadık. Pandemi dönemi yaşadık. Ekonomik sıkıntının üzerine o pandemi döneminde bütün esnafımızın yanında olduk. Esnafımızın ayakta kalmasını sağladık. Bunu hepiniz biliyorsunuz. İşbaşına gelmeden yine "Gelir gelmez işçileri çıkaracaklar." Hani çıkanlar nerede? İşte adam çıkartsaydım garezine şuraya gelir birisi dikilirdi beni çıkarttın diye. Ben emeğiyle çalışan hiç kimsenin ekmeğiyle oynamam. Hiç kimseyi siyasi bir sebeple, siyasi tercihinden dolayı işten çıkartmadık.

"SICAK ASFALT OLMAYAN GRUP YOLU KALMAYACAK"

Bala'da neler yapmışız? Bunları yaparken daha yapacağımız çok, eksiğimiz olmaz mı? Elbette var. Eski dönemde kullanılan bütçenin yarısını kullandık. ASKİ de aynışekilde 550 milyon dolardan 220 milyon dolara düştü. Ama buna rağmen önceliğimiz çöp projelere değil Ankara'nın civarındaki önemli sorunlara eğildik. Burada Bala Kesikköprü Gençlik Kampı vardı bina boş duruyordu. Bala-Gölbaşı arasına yeni EGO hattı kondu. 49 köye ücretsiz internet, 42 adet yangın söndürme tankeri, biliyorsunuz uzak bir yerde yangın olunca, itfaiye gidinceye kadar zaten kül oluyordu. Kırk iki adet köye yangın söndürme tankeri verdik ki itfaiye gidinceye kadar tedbir alsınlar diye. 36 mahallemizde asbestli su borularını tamamen yeniledik. 55 mahallede 205 bin metre yeni içme suyu döşedik. 10 mahallemizin kanalizasyon sorununu çözdük. Üç mahallede de devam ediyor. Onların da birçoğunu ihalesi yapıldığı halde ekonomik kriz nedeniyle müteahhitler hükümetin çıkarttığı kararname nedeniyle vazgeçtiler. Yine Tepeköy ve Karadalak içme suyu arıtma tesislerinin kapasitesini arttırıyoruz. Çalışmalar tamamlandıktan sonra 45 mahallemizin tamamında suyunu çoğaltmış olacağız. Beynam'a ama GES Projesi yapıyoruz. Bizden önce de belediye vardı. Kırsal kalkınma desteklerini böyle destekleme var mıydı? Onların işi gücü sizden aldığı parayı başka yere harcamaktı. Sizlere destek olacak bir şey yapmıyorlardı. Bakın sayıyorum; şu anda Ankara içerisinde kırsal kalkınma desteğini en fazla alan ilçe Bala. Daha sonra Haymana ve Polatlı geliyor.

"Sosyal destekleri kesecek" demişlerdi değil mi? Bir belediye başkanı kentin annesidir, babasıdır, her şeyidir. Öyle binalar yapıp "Ben eser yaptım" deyip üç ay sonra unutulacak, büyük çoğunluğun kullanmadığı binaları tesis diye açıp eser yaptım denmez. Asıl eser, eskisi dönem kadar asfalt attık. Daha da yapacağız. Grup yolu kalmayacak sıcak asfalt olmadık. Şimdiden müjdesini veriyorum. Devam ediyoruz. Havalar biraz imkan verdi, hala asfalta da devam ediyoruz. Eski dönem kadar kavşak yaptık. Eski dönemden fazla yeşil alan yaptık Ankara'da. Bunları belediyecilik faaliyeti olarak görmüyorum. Belediye başkanı kentinde yaşayan herkesin aç kalmasından, sağlığından sorumludur. O desteğe ihtiyacı olan ailelerin çocuklarının okuyup okumadığından da sorumludur. Belediyecilik budur. Kanun şöyle tarif eder; doğumundan ölümüne kadar kentte yaşayanların beşeri ihtiyaçlarıyla ilgilenen kurumdur belediye. Onun için var belediye asfalt yapsın diye değil.

"HÜKÜMET ZAM VERMEDİ DİYE EMEKLİLERİN EVDE TİTREMESİNİ, AÇ KALMASINI MI SEYREDEYİM?"

Gelir gelmez Türkiye'de hala hiç kimse uygulamıyor. Baktık havalar soğuk, ekonomi kötüye gitmiş, pandemi nedeniyle birçok iş yeri kapatılmış, insanlar işsiz kalmış. Bu insanlar evinde kışı nasıl geçirecek? Benden başka düşünen yok. Ankara'da tam 200 bin aileye üç yıldır düzenli olarak doğal gaz desteğinde bulunuyorum. Üşütmüyorum o ailelerin çocuklarını. Yine 200 bin aileye 28 aydır düzenli şekilde et desteğinde bulunuyorum. Ekonomik kriz malum. Hükümet emeklilere önce 7 bin 500 sonra 10 bin liraya çıkarttı maaş olarak. Bu insanların birçoğu 70-80 yaşında. İkinci bir işi yapacak mecalleri yok. Hükümet zam vermedi diye onların evde titremesini, aç kalmasını mı seyredeyim. İlk defa Türkiye'de hala da yapan yok. Yapacağım diyenler yapsın. Elinden tutan mı var? Hala yapmadılar hep 1 Nisan'dan sonra. Şu anda Ankara'da 32 binin üzerinde emekliye düzenli olarak nakit desteği, doğal gaz desteği ve et desteğinde bulunuyorum. Bu insanlar bir yerde çalışamaz ki. Başkasından da isteyemez. İşte belediyecilik budur. Vereceğiz diyenleri boşverin. Görevdeyken niye vermediğini sorun. Veya yıllardır burada büyükşehirde aynı belediye seçildi değil mi? Bunlar niye gelmedi şimdiye kadar, bunlar niye yapılmadı diye sormanın zamanı geldi. Ve Ankara halkı bizim belediyecilik anlayışımızı, hesap vermemizi, şeffaf davranmamızı beğendi. Hangi partiden olursa olsun. Çünkü biz seçim akşamı seçimi kazandığınız an artık rozeti çıkarır, Ankara'nın belediye başkanı olursunuz mantığıyla hareket ettik.

"ANKARA HALKI İÇİN CUMHURBAŞKANININ, BAKANLARIN YANINA GİDİYORUM. BİR YERİM Mİ EKSİLİYOR? PEKİ SİZ NİYE GELMİYORSUNUZ BENİM YANIMA?"

Bakın ben Sayın Cumhurbaşkanı'na gidiyorum. Niye gidiyorum? Kendine bir şey istemeye değil. Sizin için gidiyorum. Ankara halkına bir şey almak için gidiyorum. Bir yerim mi eksiliyor? Elbette geleceğim. Seçilmiş Cumhurbaşkanı. Bakanların yanına gidiyorum. Bakanlardan da Ankara için bir şey istiyorum. Niye gitmeyeceğim? Bir yerim mi eksiliyor? Peki siz niye gelmiyorsunuz? Bir yeriniz mi eksilecek benim yanıma gelince? Ve hatırlarsanız bunu şimdi söylemenin zamanı. Burada söylemeyip nerede söyleyeceğim? Bir gün bir belediye meclisi üyemiz konuşma yapmaya başladı. Bunu çoğunuz gördünüz. "Siz nerenin belediye meclisi üyesisiniz" dedim. ‘Ben Bala Belediye Başkanıyım’ dedi. "Vallahi ben seni ilk defa gördüm" dedim. Maalesef. Böyle mi olmalıydı? Yoksa bir hemşehriniz belediye başkanı seçildi, gidelim hayırlı olsun diyelim Bala için bir şey isteyelim dense kötü mü olurdu?

Kamu kurumlarında kavga mı olur Allah aşkına? Partizanlık mı olur? Ve rakibim de Balalı hemşehriniz. Saygı duyuyorum. Bakın o kadar iddialı bir şey söylüyorum, bunu başka belediye başkanından duymazsınız. Hemşehrimizi tutacağız diye ona oy verebilirsiniz saygı duyuyorum. Ama Allah nasip ederse büyük bir oy farkıyla kazanacağımı hepiniz görüyorsunuz. Hemşehrinize sahip çıkıp ona oy vereceksiniz de Allah ederse ben kazanırım bunu yine seçeceksiniz. Benimle kavga edecek ilçe belediye başkanı seçmeyin boşuna. Benim yanıma gelmeyecek belediye başkanını seçmeyin.”

ANKA Haber Ajansı

Ekonomi Haberleri