Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanıİbrahim Kalın, "MİT 97. Kuruluş Yıl Dönümü Etkinlikleri" programında; "Haksız hiçbir eylem karşılıksız bırakılmayacaktır. Devlete ve millete yapılan hiçbir ihanet cezasız kalmayacaktır. Türkiye son yıllarda özellikle savunma sanayi, SİHA ve kritik altyapı teknolojilerinde kendine yeterli caydırıcı ve önleyici bir güç merkezi olmak için kuantum sıçraması yapmış ve tüm ezberleri bozmuştur" dedi. Kalın ayrıca Milli İstihbarat Akademisi'nin kurulduğunu da duyurdu.
MİT Başkanıİbrahim Kalın bugün Ankara'da bulunan MİT Kale Yerleşkesi'ndeki "MİT 97. Kuruluş Yıl Dönümü Etkinlikleri" programına katıldı. Kalın, konuşmasında şunlara değindi:
"MİT OLARAK BELİRSİZLİK VE HİBRİT TEHDİTLER DÖNEMİNE KENDİMİZİ HAZIRLAMAK İÇİN SÜREKLİ YENİ KABİLİYETLER GELİŞTİRİYORUZ"
"Demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve ifade özgürlüğü kavramları gücü elinde bulunduranlar tarafından araçsallaştırılmakta ve hasımlarına baskı yapmak amacıyla kullanılmaktadır. Hegemonik güçlerin kendi çıkarlarını evrensel değerler olarak empoze etme politikası dostluk ve dayanışma değil, şüphe, direnç ve yıkıcı rekabet üretir. Taktik kazanımlar zaman içinde stratejik yenilgiye dönüşür. Reel politik davranmak ahlak ve değerden yoksun bir politika izlemek demek değildir.
Doğal sınırlarını aşarak başkalarının hakkına tecavüz eden her güç, aktör ve politika kendi sonunu hazırlamaya başlamış demektir. Risklerin kelebek etkisiyle yayıldığı bir dünyada hiçbir aktörün sadece kendi güvenliğine odaklanarak güvenli ve barışçıl bir yaşam alanı inşa etmesi mümkün değildir.
Ukrayna savaşından Filistin meselesine, Irak ve Suriye'deki mevcut durumdan Tayvan gerginliğine, Yemen savaşından Libya'ya kadar bölgesel ve küresel krizler aslında çözümsüz değildir. Fakat başka bölgesel ve küresel hesaplar için bunların çözülmemesi, uzatılması ve derinleştirilmesi tercih edilmektedir. Kapsayıcı, adil ve herkesin kendini güvende hissettiği bir küresel güç dengesinin çok uzağındayız. MİT olarak bu belirsizlik ve hibrit tehditler dönemine kendimizi hazırlamak için sürekli yeni kabiliyetler geliştiriyoruz.
"İKİ DEVLETLİÇÖZÜMÜN İSRAİL AÇISINDAN DA YEGANE SEÇENEK OLDUĞUNA İNANIYORUZ"
Onlarca yıldır işgal, yıldırma, sürgün, saldırı ve zulüm politikaları altında yaşayan Filistin halkının temel beklentileri karşılanmadan Orta Doğu'ya barış, güven ve istikrarın gelmesi mümkün olmayacaktır. Fakat adalet olmadan barış olmaz.
İki devletli çözümün İsrail açısından da kalıcı güven ve istikrar üretecek yegane seçenek olduğuna inanıyoruz. Bu yüzden teşkilatımız Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde saldırıların durması, kalıcı ateşkesin sağlanması, insani yardımların ulaştırılması, esir takası, iki devletli çözüm ve Filistin milli uzlaşısını sağlamak amacıyla gece gündüz çalışıyor.
"DEVLETE VE MİLLETE YAPILAN HİÇBİR İHANET CEZASIZ KALMAYACAKTIR"
İkinci temel unsur olan caydırıcılık bir tehdidi ortaya çıkmadan engelleme kabiliyetine sahip olmaktır. Çok yalın bir şekilde ifade etmek gerekirse caydırıcılık şu demektir; Bir kişi size taş attığında karşıdan kurşun geldiğini bilecek ve daha elini taşa götürmeden iki defa düşünmek zorunda kalacaktır. Haksız hiçbir eylem karşılıksız bırakılmayacaktır. Devlete ve millete yapılan hiçbir ihanet cezasız kalmayacaktır. Türkiye son yıllarda özellikle savunma sanayi, SİHA ve kritik altyapı teknolojilerinde kendine yeterli caydırıcı ve önleyici bir güç merkezi olmak için kuantum sıçraması yapmış ve tüm ezberleri bozmuştur. Ülkemizin önüne çıkartılan tüm engellere, gizli ambargolara, blokajlara ve yaptırımlara rağmen yeni hamleler yaparak milli hak ve menfaatlerimizi güvence altına almak ve dost ve kardeşülkeler için de stratejik bir güvenlik alanı oluşturmak için çalışıyoruz. Bu bağlamda Türkiye, çağın krizleriyle baş edebilmek için güçlü olmak zorundadır. Egemenliğini ve bağımsızlığını korumak için Türkiye güçlü olmak zorundadır.
Sayın Cumhurbaşkanımızın stratejik, dirayetli ve dönüştürücü liderliği tüm kurumlarımızın aynı hedef doğrultusunda çalışmasını sağlamaktadır. Bu, ülkemiz, milletimiz, devletimiz için çok büyük bir değerdir. Bu stratejik liderliğin ve kurumlar arası eşgüdümün başarılı sonuçlarını Teşkilatımızın ana faaliyet alanları içerisinde yer alan PKK, YPG, FETÖ, DEAŞ, DHKPC gibi terör örgütleriyle, organize suç yapılarıyla, siber saldırılarla, casusluk faaliyetleriyle mücadele somut olarak görmekteyiz.
"MİLLİİSTİHBARAT AKADEMİSİ'NİN KURULUŞUNU GERÇEKLEŞTİRDİĞİMİZİİLAN ETMEKTEN BÜYÜK BİR MEMNUNİYET DUYUYORUM"
Bu vesile ile Türkiye'nin istihbarat teorisi ve metodolojisi üzerine söz sahibi bir ülke olabilmesi amacıyla Milli İstihbarat Akademisi'nin kuruluşunu gerçekleştirdiğimizi ilan etmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Bu konuda desteğini hiçbir zaman esirgemeyen Sayın Cumhurbaşkanımıza tekrar hususi teşekkürlerimi ve şükranlarımı iletmek istiyorum. Milli İstihbarat Akademimizin "Batılıülkelerde aşırı sağ hareketler" başlıklı ilk değerlendirme raporunu da bugün sizlerle paylaşıyoruz. Raporun konusunun seçilmesinde yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın Avrupa'da yükselişe geçen aşırı sağ, faşist ve İslam karşıtı hareketlerin hedefi olması da belirleyici olmuştur. Söz konusu hareketler Batı demokrasileri ülkemiz ve dünyanın güvenliği için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Milli İstihbarat Teşkilatımızın yenilenen internet sitesini de takdim etmekten büyük bir memnuniyet duyduğumu ifade etmek isterim.
"BASIN MENSUBU ARKADAŞLARIMIZIN DÜNYA ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ'NÜ TEBRİK EDİYORUM"
Basın mensubu arkadaşlarımızın Dünya Çalışan Gazeteciler Günü'nü tebrik ediyorum. Fakat aynı zamanda sadece son 3 ayda Gazze'de hayatını yitiren 112 gazeteciyi de burada rahmetle ama buruk bir duyguyla andığımı ifade etmek istiyorum."
ANKA Haber Ajansı