AKP Kayseri Milletvekili Hulusi Akar , TBMM Genel Kurulu'nda "Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyine giden teröristleri tabii takip etmek durumundaydık çünkü aksi hâlde bunlar yeniden hazırlanıp memleketimizin başına bela olacaklardı, buna müsaade edemezdik. Ve dolayısıyla PKK ve YPG’yle mücadelemiz taarruzi bir anlayışla, yüksek bir moral ve motivasyonla her şeye rağmen terörü yerinde, kaynağında yok etmek suretiyle devam etmektedir. Buralarda teşkil edilen ve her geçen gün geliştirilen bu üsler vasıtasıyla -oradaki teröristlerin faaliyetlerini kontrol etmek için gittiğimiz yerlerde üsler kuruyoruz. PKK-YPG/DEAŞ’ın giriş ve çıkışlarıyla sınırlarımıza, ülkemize saldırıları kontrol altına alınmış, aynı zamanda PKK/YPG ve DEAŞ’ın milyarlarca dolarlık uyuşturucu ve petrol kaçakçılığına büyük darbe indirilmiştir" dedi.
TBMM Genel Kurulu, bugün Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında toplandı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Genel Kurulu terör saldırıları ile ilgili bilgilendirdi. Genel Kurul’da AKP Grubu adına; TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı ve AKP Kayseri Milletvekili Hulusi Akar söz aldı.
Akar, Genel Kurul'da şunları söyledi:
"DÜNYADA TEK KUTUPLU ORTAMDAN ÇOK KUTUPLU ORTAMA DOĞRU BİR EVRİLME OLDUĞUNU GÖRÜYORUZ"
"Küresel ve bölgesel güvenlik ve istikrar ciddi risk altında, belirsizliklerin yanı sıra ciddi tehdit ve tehlikelerle karşı karşıyayız. Yeni güvenlik ortamında bölgemizde ve dünyada tek kutuplu ortamdan çok kutuplu ortama doğru bir evrilme olduğunu görüyoruz. Siber riskler başta olmak üzere dezenformasyon dahil, çeşitli yeni konularla karşı karşıyız. Silahlanma yarışı gerçekten önemli boyutlar kazandı ve özellikle büyük güçler arasındaki mücadele de büyük hızıyla devam ediyor. Bütün bunlar olurken, uluslararası hukuk ve değerler sistemi aşındı. Aşınmakta ve hatta öyle ki kural tanımaz bir noktaya doğru ilerlemekteyiz. Dost, düşman profili ciddi şekilde değişti. Özellikle kuantum teorisinin sosyal ve siyasal olaylarda uygulanması ile eskiden olduğu gibi, kırmızı düşman, mavi dost şeklinde diye bir şey kalmadı. Artık bütün renkler geçerli hale geldi, yürüttüğümüz çalışmalarda.
"COVID, SADECE BİZİM DEĞİL, BÜTÜN DÜNYADA KAYNAK TÜKETİMİNE SEBEP OLDU"
Gerginlikler, eskiden olduğu gibi uzama durumunda değil; çatışmaya dönüşebilmekte. Bütün bunlar olurken, diğer taraftan da çok ciddi sınamalar, risk ve tehditler ile karşı karşıya kaldık. Bunların başında da Covid geliyor. Covid, sadece bizim değil, bütün dünyada kaynak tüketimine sebep oldu. Ciddi sorunlar ile karşılaştık. Ciddi ekonomik, siyasal, sosyal problemler getirdi bize. Bu arada dünyada ender rastlanan bir şekilde çok büyük bir deprem ile karşılaştık. Binlerce vatandaşımızı kaybettik. Çok ciddi sıkıntılar yaşadık, yaşıyoruz ve bütün devletin bakanlıkları dahil başta olmak üzere, Türkiye Cumhuriyeti devleti milletimiz ile beraber bu yaraları sarılması için ciddi çaba sarf etti, sarf ettirmeyi de sürdürüyor.
"DENGELİ VE ETKİLİ POLİTİKALARLA TÜRKİYE'NİN ETKİ ALANI ÜÇ KITA, İLGİ ALANI BÜTÜN DÜNYA OLMUŞTUR"
Çevremize baktığımızda somut olarak neler oldu? Ukrayna-Rusya savaşı devam ediyor. Azerbaycan ile olan ilişkilerimizde onların haklı davasını desteklememiz devam ederken; Kafkasya'da çeşitli çatışmalar söz konusu. Balkanlar'da ciddi gerilimler var. Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Akdeniz'deki çekişmeleri yakından izliyoruz. Ve meydana gelen Filistin-İsrail çatışması ya da İsrail zulmü büyük bir hızla devam ediyor. Meşruiyeti BM kararına dayanan 1967 yılında, bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğüne sahip, başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin artık gerçekleşmeli. Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi, çatışmaların sonlanması için derhal ateşkes diyoruz. Uluslararası Adalet Divanı'nda ve Uluslararası Ceza Mahkemesi'ni de yakından takip ediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak her türlü desteği sağladık, sağlamayı sürdürüyoruz. Özetlediğimiz bu süreçte, Türkiye Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde uluslararası alanda özne haline gelmiştir. Dengeli ve etkili politikalarla Türkiye'nin etki alanıüç kıta, ilgi alanı bütün dünya olmuştur.
"KARADENİZ'İ REKABET ALANINA ÇEVİRMEKTEN KAÇINMALIYIZ"
Türkiye olarak; dikkatli, sağ duyulu, diplomasi ve diyaloğu önceleyen, barış ve istikrarlı politikalar izliyoruz. Ancak, terörle mücadele başta olmak üzere terörle mücadele başta olmak üzere ulusal güvenliğimizi tehdit eden durumlarda gerekli tedbirleri almamız ve gerektiğinde askeri müdahalelerde bulunmamız bir zorunluluktur. Önemli bir husus da, Karadeniz'deki istikrarın devamı. Bunun için Montrö Sözleşmesi'ni zayıflatılmamasına özellikle dikkat gösteriyoruz. Bu denge bir kez bozulursa, olayların kontrolden çıkma olasılığı yüksek. Karadeniz'i rekabet alanına çevirmekten kaçınmalıyız. Rusya, Ukrayna ve Karadeniz'e kıyısı olan ülkelerimiz ile görüşmelerimiz devam etmekte. Bu görüşmelerin olumlu bir sonucunu da geçtiğimiz hafta yapılan "Mayına karşı tedbirler" çerçevesinde Türkiye, Bulgaristan ve Romanya arasında imzalanan mutabakat muhtırası.
"TERÖR VEKÂLET SAVAŞÇI OLARAK TÜRKİYE'YE KARŞI KULLANILMAKTA"
Balkanlarda ve Kafkaslar'da; yapıcı ve aktif bir politika ile barışa katkı sağlamayı sürdürüyoruz. Aynı zamanda özenle ve önemle. Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Azerbaycan ve Libya başta olmak üzere diğer kardeşülkelerin haklı davalarını da desteklemeyi sürdürüyoruz.
Büyük ve güçlü Türkiye yolunda, Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde Cumhur İttifakı olarak devletimizin iki ana görevinde, birincisi devletimizin bekası, diğeri de milletimizin refahı. Bekamız için terörle mücadele önem arz ediyor. Terörle mücadele daima dinamik olmayı, gerektiğinde geniş coğrafyada etkili olmak gerekmekte. Günümüzde yaygın olarak uygulanan hibrit savaş yöntemlerinden biri de terördür. Terör vekâlet savaşçı olarak Türkiye'ye karşı kullanılmakta; bunu görüyoruz, biliyoruz, buna göre davranıyoruz. Türkiye aynı anda, birden fazla terör örgütüyle karşı karşıya kalan, uzun zamandır eş zamanlı olarak bunlarla mücadele eden tek NATO ülkesi. Türk Silahlı Kuvvetleri bunu yaparken özgürlük ve güvenlik dengesine büyük önem vermekte, masum insanların ve çevrenin korunması için hem planlama hem icra safhasında hiçbir ordunun, hiçbir ülkenin göstermediği kadar dikkat ve hassasiyet göstermektedir.
"PKK VE YPG’YLE MÜCADELEMİZ TERÖRÜ YERİNDE, KAYNAĞINDA YOK ETMEK SURETİYLE DEVAM ETMEKTEDİR"
Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyine giden teröristleri tabii takip etmek durumundaydık çünkü aksi hâlde bunlar yeniden hazırlanıp memleketimizin başına bela olacaklardı, buna müsaade edemezdik. Ve dolayısıyla PKK ve YPG’yle mücadelemiz taarruzi bir anlayışla, yüksek bir moral ve motivasyonla her şeye rağmen terörü yerinde, kaynağında yok etmek suretiyle devam etmektedir. Buralarda teşkil edilen ve her geçen gün geliştirilen bu üsler vasıtasıyla -oradaki teröristlerin faaliyetlerini kontrol etmek için gittiğimiz yerlerde üsler kuruyoruz. PKK-YPG/DEAŞ’ın giriş ve çıkışlarıyla sınırlarımıza, ülkemize saldırıları kontrol altına alınmış, aynı zamanda PKK/YPG ve DEAŞ’ın milyarlarca dolarlık uyuşturucu ve petrol kaçakçılığına büyük darbe indirilmiş ve yine aynışekilde yasa dışı göç hareketlerine de büyük darbe indirilmiştir.
"ŞIRNAK’TA, MEYDANDA TAVLA OYNAYABİLİYORUZ ORADAKİ KARDEŞLERİMİZLE"
Sonuç olarak "Girilemez" denilen yere girilmiş -Mehmetçik girmiştir- "Ulaşılamaz" denilen yere çok şükür, ulaşılmıştır. Nitekim, güvenlik sağlandıkça normalleşme çalışmaları da büyük ölçüde gerçekleşmekte. Bunun Gabar’la ilgili örneği, orada petrol çıkması, orada turizmin gelişmesi bir tarafa, bunun dışında çok büyük ölçekte Şırnak’ta, meydanda tavla oynayabiliyoruz oradaki kardeşlerimizle. Hakkâri’de çok rahat bir şekilde yürümek, dolaşmak, yemek içmek, oradaki insanlarla sohbet etmek gayet mümkün. Yüksekova’da Sayın Cumhurbaşkanımız bir iftar sonrasında oradaki insanların tamamına tatlıısmarladı, pastanede oturuldu, konuşuldu ve bu iyileşmeyi, bu normalleşmeyi görmek lazım, anlamak lazım.
"FIRAT KALKANI, ZEYTİN DALI, BARIŞ PINARI VE BARIŞ KALKANI HAREKÂTILARINDA 39 BİN TERÖRİST ETKİSİZ HALE GETİRİLMİŞTİR"
Mehmetçik kahramanlık ve fedakârlıkla terörle mücadelesine devam ediyor. Bugüne kadar, hem de 15 Temmuz hain darbe girişiminden hemen sonra Fırat Kalkanı Harekâtı’nı, Zeytin Dalı Harekâtı’nı, Barış Pınarı Harekâtı’nı ve Barış Kalkanı Harekâtı’nı büyük bir başarıyla icra etmiş ve bütün bunların toplamı olarak da 39 bin teröristi etkisiz hâle getirmiştir. Bilinmesi gereken önemli hususlardan biri de DEAŞ’la göğüs göğse mücadele eden tek silahlı kuvvetler, tek ordu Türk Silahlı Kuvvetleri ve bu mücadelede 4 bin 500 DEAŞ’lı etkisiz hâle getirilmiştir; 100 bin DEAŞ’lının ülkemize girmesi, bölgeye girmesi engellenmiştir; 9 bin 500 DEAŞ’lı da ülkelerine gönderilmiştir.
"HUDUTLARDAKİ GÜVENLİKLE ALAKALI ÇALIŞMALARIMIZ YOĞUN BİR ŞEKİLDE DEVAM EDİYOR"
Hudutlardaki güvenlikle alakalıçalışmalarımız yoğun bir şekilde devam ediyor. Cumhuriyet tarihimizin en yoğun, en etkili, en modern sistemleriyle tedbir alınmış bulunmakta ve gerçekten orayı ziyarette bulunan siyasiler, dost ve müttefiklerimizin asker kişileri ve basın mensupları orada övgüyle bahsediyorlar gördüklerinden dolayı, buna da kimsenin şüphesi olmasın. Hudutlarımızdaki bu alınan tedbirler yedi gün yirmi dört saat devam ediyor, eksi 39 derecede 8,5-9,5 metre kar kalınlığında devam ediyor. Ve 8,5 metre kara rağmen oradaki Mehmetçik görevini en iyi şekilde yapmak için büyük bir azim ve büyük bir gayretle çalışıyor ve Mehmetçik’in bizden, sizden beklediği tek şey emeğine saygı gösterilmesi; emeğine saygı gösterin."
ANKA Haber Ajansı