Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adıyaman'da; "Halen inşası süren 32 bin konutumuzu yıl sonuna kadar peyderpey teslim edeceğiz. Önümüzdeki sene tüm hak sahiplerini evlerine ve iş yerlerine kavuşturmayı hedefliyoruz" dedi.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün Adıyaman Üniversitesi Kapalı Spor Salonu'nda düzenlenen deprem konutları kura ve anahtar teslim törenine katıldı. Erdoğan özetle şöyle konuştu:
"BUGÜN 2 BİN 798 KONUTUMUZUN TESLİMİNİ YAPIYORUZ"
"Adıyaman 6 Şubat 2023 depremlerinden en çok yara alan şehirlerimizden biridir. Asrın felaketi olarak adlandırılan bu depremlerde Adıyamanımızda 8 bin 561 insanımız hayatını kaybetti. Depremde yıkılan 6 binin üzerindeki yıkılan binaya ilave olarak acil yıkılacak durumda 8 binin üzerinde ağır hasarlı olarak da 19 binin üzerinden bina var. Yapılan tespitler sonunda Adıyaman'da yaklaşık 39 bini konut, 3 bin 400'e yakın iş yeri ve 3 bine yakın ahır olmak üzere toplam 45 bin 305 hak sahibi belirlendi. Bugün 2 bin 798 konutumuzun teslimini yapıyoruz. Konutlarımızın hak sahibi vatandaşlarımıza hayırlı, uğurlu, bereketli olmasını diliyorum. İnşallah içinde huzurla, güvenle, emin bir şekilde oturacağınız evlere kavuşuyorsunuz. Halen inşası süren 32 bin konutumuzu yıl sonuna kadar peyderpey teslim edeceğiz. Önümüzdeki sene tüm hak sahiplerini evlerine ve iş yerlerine kavuşturmayı hedefliyoruz.
Toplam 1,2 milyar liraya yakın kaynak kullanarak 27 bin 609 haneye kira yardımı yaptık. Kalıcı konutların teslimine başlayarak şehrimizin ayağa kalkmasında yeni bir safhaya geçtik.
Adıyamanımıza savunma sanayi şirketlerimizin ortaklığıyla ve TUSAŞ'ın koordinasyonunda hem laboratuvar ve test altyapısı hem de kablo, konnektör ve kablaj üretim tesisi kuruyoruz. İnşası süren bu tesis inşallah yıl sonuna doğru faaliyete geçecektir.
"ÇEYREK ASIR ÖNCESİNİN TÜRKİYE'SİNDE 3-5 MİLYAR DOLARLIK OPERASYONLARLA EKONOMİMİZ ÇÖKERTİLİRDİ"
Terör örgütleri üzerinden ülkemize istikamet verme, toplumu huzursuz etme, siyaseti yönlendirme çabaları hiç bitmiyor. Hem sınırlarımızın ötesinde hem de şehirlerimizde birden artış gösteren terör eylemleri, provokasyonlar, tahrikler, tuzaklar boşuna değildi. Hepsi de bu amaca hizmet üzere yazılmış aynı senaryonun bir parçası olarak tedavüle konulmuş araçlardır. Bu oyunu kuranların bilmedikleri bir şey var; o da Türkiye'nin artık eski Türkiye olmadığıdır. Hatırlarsanız, çeyrek asır öncesinin Türkiye'sinde 3-5 milyar dolarlık operasyonlarla ekonomimiz çökertilir, 3-5 eylemle güvenliğimiz bozulur, 3-5 provokasyonla huzurumuz kaçırılırdı. Zayıf siyasi iktidarlar ve vesayetin güdümündeki kurumlar sebebiyle bu basit operasyonların önü süratle kesilemediği için güvensizlik ve istikrarsızlık iklimi bir kara bulut gibi başımızdan hiç eksik olmazdı. İktidara geldiğimizde milletimizden aldığımız destek ve güçle önce güven ve istikrar iklimini tesis edecek adımları attık. Elbette önümüze pek çok tuzak kuruldu, pek çok sinsi oyunla yolumuz kesilmeye çalışıldı. Gezi olaylarından darbe girişimlerine, terör eylemlerinden sınırlarımızın tacizine, sosyal kaos çıkarma denemelerinden ekonomik tuzaklara her yolu denediler. Hamdolsun, hepsinin de birer birer üstesinden gelerek demokrasi ve kalkınma atılımımızı kararlılıkla hayata geçirdik.
"BAY KEMAL'E İLK HANÇERİ VURANLAR SIRTINDA MECLİS'E TAŞIDIĞI UYANIKLAR OLDU"
Normal şartlarda yolda birbirlerini görseler selam vermeyecek olanları aynı ittifak çatısı altında birleştirdiler ama yine de başaramadılar. Bütün günahı da bay Kemal'in sırtına yükleyip kenara çekildiler. Bay Kemal'e ilk hançeri vuranlar ise toplam oyları yüzde 1'i dahi bulmadığı halde sırtında Meclis'e taşıdığı uyanıklar oldu. Halbuki milletimiz o dönem kimin nerede durduğunu gayet iyi hatırlıyor. Şimdi de önümüzdeki mahalli idareler seçimlerinde bilhassa bazı belediyeleri kaybetmemek için yine akıllara ziyan arayışlara giriştiler. Terör örgütleriyle ilişkileri tescilli partilerle demlenmek mi dersiniz, daha önceki gün Çağlayan Adliyemize saldıranların da aralarında olduğu teröristlere kol kanat germek mi dersiniz, emperyalistlerin ülkemizi köşeye sıkıştırmak için kullandıkları her araca, her argümana sarılmak mı dersiniz, velhasıl, akla gelen gelmeyen nice karanlık pazarlıkla garip bir telaş ve saldırganlık içinde çırpınıp duruyorlar. Bir yandan da kendi içlerinde saç saça, baş başa kavga halindeler. Milletimiz Mayıs seçimlerinin ardından altılı ittifakın düştüğü duruma bakıp "Ülke iyi ki bunların eline kalmadı" diye hamdediyor. Mart seçimlerinin ardından da herhalde aynışükrü, şehirlerimizdeki vatandaşlarımız "İyi ki bunların eline düşmedik" diye yapacak, gidişat onu gösteriyor."
ANKA Haber Ajansı