Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mardin'de,"Kent uzlaşısı diye bir şey uydurdular, kimin eli kimin cebinde belli değil. Belediyeleri "DEM'le beraber yönetecekler" ve "DEM'siz yönetecekler" diye ikiye ayırmışlar. DEM'lilerin kapısından girecekleri ve giremeyecekleri belediyeler diye paylaşmayı ihmal etmemişler." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin Mardin'deki mitingine katıldı. Erdoğan'ın buradaki konuşmasının satır başlarışöyle:
"Mardin'e kendimizi tam anlatamadığımızın farkındayız. Son seçimlerde bunu bir kez daha gördük. 14-28 Mayıs'ta Mardin'de istediğimiz oranlara maalesef ulaşamadık. Mevcut oy oranlarının Mardin'le aramızdaki muhabbeti yansıtmadığını biliyoruz. Bu sefer Mardin'in tercihinin istismar ve kimlik siyasetinden değil, eser ve hizmet siyasetinden yana olacağına inanıyorum.
"900'DEN FAZLA KANSER HASTASI VE YARALI FİLİSTİNLİ KARDEŞİMİZİ AİLELERİYLE ÜLKEMİZE GETİRDİK"
Müslümanlar olarak birlik ve beraberlik duygusunu bu mübarek günlerde yüreğimizde daha falza hissediyoruz. Gazze başta olmak üzere etrafımızdaki çatışmalar yüzünden Ramazan-ıŞerif’e buruk girdik. Türkiye olarak ilk günden beri Filistin'e en çok destek veren, İsrail'e en sert tepkiyi gösteren ülkelerden biriyiz. Gemi ve uçaklarla Gazze’ye 40 bin tondan fazla yardım sevk ettik. Bugüne kadar 900’den fazla kanser hastası ve yaralı Filistinli kardeşimizi aileleriyle birlikte ülkemize getirdik. Yani ne yapılması gerekiyorsa yapıyoruz. İçimizdeki bazı cahiller bilmese de Tayyip Erdoğan'ın dik ve dirayetli duruşunu mazlum Gazze halkıçok iyi biliyor.
"BİR DÖNEM AK PARTİ'NİN VE ŞAHSIMIZIN GÖLGESİNDE YÜRÜYÜP DE VERDİĞİMİZ MÜCADELELERİ DEĞERSİZLEŞTİRME PEŞİNDE KOŞANLARA VEYL OLSUN"
'Hamas terör örgütüdür" diyen CHP'nin listelerinden Meclis'e girenler, CHP'nin seçim stratejisine hizmet edenler Filistin konusunda bize ders veremezler. Bir dönem AK Parti'nin ve şahsımızın gölgesinde yürüyüp de verdiğimiz mücadeleleri değersizleştirme peşinde koşanlara veyl olsun diyoruz. Kent uzlaşısı diye bir şey uydurdular, kimin eli kimin cebinde belli değil. Belediyeleri; "DEM'le beraber yönetecekler" ve "DEM'siz yönetecekler" diye ikiye ayırmışlar. DEM'lilerin kapısından girecekleri ve giremeyecekleri belediyeler diye paylaşmayı ihmal etmemişler. Biri çıkıyor, "DEM'lileri kaldırımda görsem yolumu değiştiririm" diyor. Bir başkasıçıkıyor, "DEM'e oy verenleri belediyeye almam" diyor. Tüm bu skandallar yaşanırken genel başkanlık koltuğunda oturan şahsı ya kimse takmıyor ya da mikrofonu ele geçiren kendisine had bildiriyor.
"KÜRT KARDEŞLERİMİZİN İRADELERİNE İPOTEK KOYANLAR SADECE HAVAYA BAKIP ISLIK ÇALIYOR"
Lafa geldiğinide Kürtler adına konuşup onları istismar edenler, bu dalavereler karşısında çıkıp tek bir cümle kuramıyor. Seçmenlerinin haysiyetini bile savunamayacak kadar acziyet içindeler. Türkiye son bir haftadır artık geride kaldığını düşündüğümüz tek parti faşizminin en ilkel hallerine şahit oluyor. Ama kendilerince Kürt kardeşlerimizin iradelerine ipotek koyanlar sadece havaya bakıp ıslık çalıyor."
ANKA Haber Ajansı