CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, “Hukuk, yabancı devletler için bir teminat; yurttaşlarımız için ise bir bağ niteliğindedir çünkü demokrasi, hukuk ve adaletin üzerinde yükselir. Türkiye'nin şu anki durumuna bakacak olursak tüm sorunların ana kaynağı bir türlü kabullenemediğimiz hukuk yoksunluğumuzdur. Özellikle insan hakları, özel hayatın gizliliği, temel hak ve özgürlükler, demokratik haklar... Halka yeniden adalet sistemi sunmalıyız, bunu yeniden inşa etmeliyiz. Hukukun üstün olduğu, hukukun her şeyin üstünde olduğu bir sistem; bunu yapmalıyız, yapmak zorundayız” dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Adalet Bakanlığı, Kişisel Verileri Koruma Kurumu, Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İş Yurtları Kurumu, Türkiye Adalet Akademisi, Hakimler ve Savcılar Kurulu, Türkiye İnsan Hakları Eşitlik Kurumu, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay’ın 2022 yılı kesin hesap kanun teklifleri, 2024 yılı bütçe kanun teklifleri ile Sayıştay raporları görüşülüyor. Görüşmelerde konuşan CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay, şunları söyledi:
“Adalet Bakanlığının bütçesi 198 milyar 703 milyon; genel bütçe içerisinde baktığımız zaman da yıllar itibarıyla payı artmış olmasına rağmen hâlen yüzde olarak yeterli seviyeye gelmemiş, maalesef yüzde 1,79. Bakanlık bütçesinin dağılımına baktığımızda hukuk ve adalet programına çok ciddi pay ayrılmış 176 milyarlık rakam yani yüzde 89'una tekabül ediyor. Adalet Bakanlığı bütçesinin yaklaşık yüzde 3,5'u program dışı giderler ve tamamı da hazine yardımlarından tekabül ediyor. Destek hizmetleri ve ceza infaz kurumu tutukevleri gibi yerlere gelen hazine yardımıyla alakalı... Program dışı giderlerin dağılımına baktığımız zaman, bunun 2 milyar 477 milyonu zaten cari transferler yani bütçede zaten cari transferler kalemi var. En azından bu tutarın orada değerlendirilmesi, muhasebe ve bütçe tekniği açısından daha doğru olurdu diye düşünüyoruz. Yatırım bütçesine baktığımız zaman da yüzde 11,39'u sermaye giderleri ve sermaye transferlerinden ileri gelen yatırım bütçesi var. Yatırımın çok olması bizi mutlu ediyor ama dağılıma baktığımız zaman genelde gayrimenkul sermaye üretim giderleri ve gayrimenkul büyük onarım giderlerinden ileri geldiğini görüyoruz. Buradaki gayrimenkul yatırımlarının, üretim giderlerinin hangi bölgelerde nasıl yapıldığı bizim için önemli, öncelikler önemli. Tabii ki depremde öncelik alınması gereken bölgeler mutlaka olmuştur; biz de bu önceliklere göre hareket edilmesini umuyoruz.
“KÂR AMACI GÜTMEYEN KURULUŞLARIN NELER OLDUĞUNU MERAK EDİYORUZ”
Bütçe detaylarında Yüksek Seçim Kurulunun taşra teşkilatını incelediğimde bir şey dikkatimi çekti: Burada ‘kâr amacı gütmeyen kuruluşlara yapılan transferler’ diye bölüm var. 2023'te 1 milyar 250 milyon ayrılmış Sayın Bakanım. 2023 Haziran sonu itibarıyla da ödenek üstü harcama yapılmış; 2 milyar 59 milyonluk bir harcama yapılmış yani ödenek üstü bir harcama olmuş. 2024'te de 2 milyar 120 milyonluk bir teklifte bulunulmuş. Bu kâr amacı gütmeyen kuruluşların neler olduğunu merak ediyoruz; bizimle paylaşırsanız, bu kuruluşların neler olduğunu aktarırsanız memnun oluruz. Yine, taşıt alımlarıyla ilgili 145 adet taşıt alımınız var. Dağılıma baktığımız zaman, finans kaynağına baktığımız zaman hibe yolunun kullanılmış olması bizi mutlu etti. 65 adet hibe yoluyla taşıt alımı var; bu önemli bir oran. Burada da -gereksinimler- biliyorsunuz, gerekli tasarruf tedbirlerinin uygulanması bütçe açısından çok önemli, ona uyulduğunu düşünüyorum.
“HALKA YENİDEN ADALET SİSTEMİ SUNMALIYIZ, BUNU YENİDEN İNŞA ETMELİYİZ”
Hukuk, yabancı devletler için bir teminat; yurttaşlarımız için ise bir bağ niteliğindedir çünkü demokrasi, hukuk ve adaletin üzerinde yükselir. Türkiye'nin şu anki durumuna bakacak olursak tüm sorunların ana kaynağı bir türlü kabullenemediğimiz hukuk yoksunluğumuzdur. Özellikle insan hakları, özel hayatın gizliliği, temel hak ve özgürlükler, demokratik haklar... Halka yeniden adalet sistemi sunmalıyız, bunu yeniden inşa etmeliyiz. Hukukun üstün olduğu, hukukun her şeyin üstünde olduğu bir sistem; bunu yapmalıyız, yapmak zorundayız. Bunu yapmazsak asla daha ileriye gitmemiz mümkün olmayacak. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarının uygulanmasını denetleyen Bakanlar Komitesi, 2022 yılına ilişkin 16'ıncı yıllık Raporu'nda en çok düşünce ve ifade özgürlüğü ile basın özgürlüğüne ilişkin AİHM kararlarının uygulanmadığını belirlemiş, tespit etmiş.
“CEZASIZLIK HÂLÂ İŞKENCEYLE MÜCADELEDE EN ÖNEMLİ ENGEL”
Cezasızlık hâlâ işkenceyle mücadelede en önemli engel. Faillere soruşturma açılmaması, açılan soruşturmaların kovuşturmaya dönüşmemesi, dava açılan vakalarda daha az cezayı gerektiren suçlardan iddianame düzenlenmemesi, sanıklara hiç ceza verilmemesi, işkence ve bireysel suçlar kapsamında kamu görevi dışında eziyet suçu kapsamına alınarak ceza verilmesi gibi nedenlerle cezasızlık olgusu işkence yapılmasını mümkün kılmaktadır. Resmî istatistiklere göre işkence ve eziyet suçundaki soruşturma ve dava sayıları ciddi artış göstermiştir. Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan en son verilere göre 2021 yılında TCK'nin 94 ve 96'ncı maddelerindeki işkence ve eziyet suçlarından 2.190 kişi hakkında soruşturma açılmış, 953 kişi hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş, 866 kişiye dava açılmış, 371 kişi hakkında ise başkaca kararlar verilmiştir.
“SORUŞTURMA AŞAMASININ UZAMAMASI İÇİN AVUKATLARIN DELİL TOPLAMA HAKKININ VERİLMESİ TALEPLERİ VAR”
Avukatların talepleri var, özellikle de belirtmemizi istediler; Avukatlarımızın talepleriyle ilgili birkaç konuyu sıralayacağım. Soruşturma aşamasının uzamaması için avukatların delil toplama hakkının verilmesi talepleri var. Yine, Avukatlık Kanunu'nun 35/a maddesinin daha da genişletilerek gerekirse tebligat çıkarabilme yetkisi istiyorlar. Noterlere devredilen yetkilerin bir kısmının avukatlara devredilmesi, örneğin Avrupa'da olduğu gibi "aslı gibidir" işlemi yapabilmesinin önünün açılmasını bekliyorlar. Bir de duruşmaların aralarıçok uzun oluyor. Bunun için duruşmada kurulacak ara kararla avukatların evrakların toplanmasında yetkileri olmalı. Mahkemeye yardımcı olmak, görevi arasına alınmalı. Örneğin bir işçi alacağı davası iki buçuk senede bitiyor. Zaten işçinin ekonomik durumu, enflasyondan durumu, hakikaten parasının da eridiği malum. Arabuluculukta çözülmeyen alacaklar için bu şart. Bir de avukatların ödediği KDV oranlarının indirilmesi talebi var.”
ANKA Haber Ajansı